• sömürülen eviçi emeği hâlâ ve hâlâ görmezden gelinebilen dişi kişilerdir. kardeş, bunlar yazılalı çizileli yüz yılı geçti, hiç mi iktisat üzerine bir şeyler okumadınız gözünüzü seveyim, popüler kültürden sayılır hatta artık bu mevzular.

    bakınız konuyu inceleyelim bir kez daha:

    1- hizmet nedir? temizlik, yemek hazırlanması, varsa çocuk bakımı, normalde de parayla yapılan/yaptırılan br hizmettir, öyle değil mi? nitekim çalışan kadın da eğer ekonomik gücü varsa temizlikçi tutar ve neredeyse zorunlu olarak bakıcı tutmak zorunda kalır.

    2- bu "hizmetler" esasen "profesyonel" hizmetlerdir. ideal dünyada, herkesin bir "profession"ı vardır ve böylece herkes piyasadaki iş gücüne dahildir. yani ideal dünyada, eğer sizin bu hizmetlerin dışında bir uzmanlığınız, işiniz varsa; temizlik, yemek ve çocuk akımı hizmetlerini para karşılığı alırsınız. (bak bunu ben de demiyorum, bizzat savunduğunuz kapitalizm diyor.)

    3- ancaaak, bu hizmetler para karşılığı gördürülürse, kişinin yapacağından daha yüksek maliyete gördürüleceği açıktır. bu da, işçilerin günlük yaşam hizmetlerinin yeniden üretilmesinde işverenler adına maliyeti yükseltir. bir işçinin, temel olarak en azından ölmeyecek ve yeni işçiler sağlayacak (nüfusu devamlılığı) kadar paraya ihtiyacı vardır. neticede hiçbir işveren işçilersiz iş göremiyor hâlâ. hepsinin açlıktan ölmesi ya da yeni çocuk yapamayacak kadar parasız olması işvernlerin işine gelmez, emek azalırsa değerlenir çünkü... yani bu hizmetlerin görümesi, ama en ucuz yoldan halledilmesi lazım. bu sebeple, normalde her hizmeti piyasalaşırmayı şiar edinen kapitalizm bile, eviçi emeğin aile içinde görülmesini destekler, çünkü daha ucuza gelir, işçileri daha düşük maaşlarla da hayatını idame edebilir seviyede kılar.

    4- ama kapitalizm tabii bu, durur mu? elde ettiğiyle asla yetinmez. eviçi emeğin "değersiz" olduğu söylemi bol bol pompalanır. istenir ki, evin içindeki kişi (kadın olmak zorunda da değil, erkek de olabilirdi neticede o emek veren) "boş duruyormuş" gibi gözüksün, bu yüzden mesela ucuza fason iş yapsın, parça başı iş alsın eve. ucuza üretirken ne fabrika kullansın, ne fabrikanın elektiriğinde suyundan yararlansın, ne de sigortası olsun; böylece sermayedarlar daha da doldurabilsin göbeğini... daha az uyusun, ev ileini yaparken dinlenmeden bitirsin, arttırdığı vaktinde fason iş yapsın. evde okula gitmeyen çocuklar varsa, onlar da katılsın hatta imalat sürecine, hooop al sana sömürülen çocuk emeği.

    5- haa, mümkünse onla bile yetinmesin, eviçi emeğinin yanında, kadının bir de profesyonel uğraşı olsun, mesela memur olsun. "aman canım kadın değil mi, tabii evinin işini yapacak" diyelim biz ona, kocasınaysa aynı lafı hiç etmeyelim. bir evin yükünü, hem de çalışırken çeksin mümkünse, ne âlâ olur sahiden değil mi?

    herkes çalışsın mı? teoride evet. ama bunun karşılığında, evleri temizlemek, çocuklara bakmak, yemek yapmak da birer profesyonel iş olsun, çalışan kadın ve erkekler bu hizmetlerden faydalanabilsin, artık sovyetler tipi yemekhaneler mi kurulur, yok pazar ekonomisi gereği "her şeyi dışardan söylesinler" mi denir (bunu kaldırabilecek maaş verilecekse neden olmasın?) onu bimem. bak o zaman lafım olmaz. ama sen kalk, her biri adam akıllı hizmet olan tüm bu işleri bir kişiye yükle, sonra "amaan bütün gün evde boş duruyorlar" de, ümüğüne çökülse yeridir!

    ben çalışmama rağmen ev işi yapmıyor muyum, yemek yapmıyor muyum? yapıyorum. ama tutup bu yüzden ev hanımlarını hor görme hakkına sahip değilim. dahası, doğrusu bu değil. ya tüm bu profesyonel hizmetlerden yararlanabileceğim maaş düzenlemesi (eh, teorilerdeki kapitalizm iyi uygulansa o bile şu anki sistemden daha avantajlı olurdu!) ya da bu hizmetlerin ücretsiz teminini istiyorum, çünkü doğru olan bu. belki buna ulaşamıyorum şimdilik, ama sizin gibi zamanımı emekleri sömürülen insanlara bok atmakla geçirmediğim de kesin!

    şimdi ev hanımları üzerine bilip bilmeden konuşmaktan vazgeçin ve biraz daha okuyun.

    ekleme: juvares sağolsun bir karar hakkında yazılmış bir yazı gönderdi. konu mal paylaşımı, o ayrı hikaye de, mahkemede bilirkişilerce ev hanımının aile servetine ortalama %31 katkı yaptığına hükmetmiş.

    http://www.turkhukuksitesi.com/…wthread.php?t=13754
  • ev kızının el oğlu ile tepkimeye girmesi sonucu dönüştüğü yeni faz.
  • herhangi bir ücretli işte çalışmayan kadınların yıllardan beri alışılagelmiş sıfatlarıdır.
    pek çoklarının sandığı gibi ev kadınlığı yan gelip yatma yeri değildir. gelin bunun için kocası ve çocukları olan, çalışmayan bir kadının rutin(leşmiş) hayatına göz atalım.

    sabah erkenden kalkar 6.30 gibi, çayı koyar, kahvaltıyı hazırlar. kocasını ve çocuklarını uyandırır. besler ve işe-okula gönderir. ilk iş kahvaltı masasını toplar, bulaşıkları yıkar. gün içinde tabi ki tv seyretsin, arkadaşlarıyla tlf da konuşsun vs. eve çeki düzen verir bir kere. tozlanmışsa süpürüp siler, çamaşırları yıkar, ütü yapar. en mühimi de akşam yemeğini hazırlar ve beklemeye başlar. yorucu bir gün geçirmiştir ama ailece akşam yemeğine oturacakları anı bekler bütün gün.

    rutine bağlanan işler hemen her gün tekrarlar. arada mesela ütülenecekler yoksa ütü yapmaz ama turşu zamanı gelmişse turşu yapar. ekstradan işler-boş zamanlar çıkabilir yani.

    yorucu bir işleri vardır, hepimizin hemen en sevmediğimiz işleri onlar yapar ve emeklerinin karşılığı, ki el emeği çok çok değerlidir, yoktur. sigortaları yoktur. kendilerine ait paraları yoktur. emeklerinin bir ölçü birimi yoktur. bekledikleri özledikleri ve hakettikleri taktirden başka birşey değildir.
    eve gelen sinirli asabi tipler ne kadar yorulduklarından, çalıştıklarından yakınır durur akşamları. ama kimse ona günün nasıl geçti diye sormaz (çok zaman pekçokları). kaçımız o kadınlardan birine kaç kere "eline sağlık bu yemeği senin kadar iyi yapabilen biri yoktur" demiştir, kaçımız evin aksamayan düzeninden sorumlu kişiyi taktirlere boğmuş şımartmıştır?
    hayattaki varlıklarını anne olarak devam ettirirler. onların birer kadın olduğunu çok zaman çoklarımız gözardı ederiz. bir gün çocukları evlenir gider, kocası emekli olur, büyük bir boşluğun pençesinde bulurlar kendilerini. ev işleri-koca-çocuklar döngüsünün dışında da varlık gösterebileceklerini o gün gelmeden öğrenmeliler ve bunun için onların sadece anne, sadece eş, sadece ev kadını olmadıkları önce en yakınları tarafından farkedilip kabul görülmelidir.

    konuyla ilgili ayrıntılar için;
    (bkz: anne eli degmis gibi olmak)
    (bkz: anneye yapilan hayvanliklar)
  • annelik dolayisiyla 2 senedir sahip oldugum sifat. sabahtan aksama evde pasta borek yiyip dedikodu yapacagim saniyordum ama tunelin ucu hic de oyle bir yere cikmadi dostlar. sabahtan aksama kicim yer gormuyor. oglen yemek yemedigimi 2 saat once fark ettim, sabah bir fincan kahve icmeyi planladim, ha simdi icerim ha birazdan icerim diye diye aksami etmisim haberim yok. simdi bu pasta borek dedikodu olayina tekrar donersek, ya ben bir seyleri cok yanlis yapiyorum ya da cok fena kandirildim. bir ucuncu ihtimal de ev hanimlari arasinda gizli bir dayanisma orgutu var, imece usulu ev islerini hep birlikte yapiyorlar sonra da gelsin pastalar gitsin kisirlar. eger boyle bir olusum varsa ve kimse bana haber vermediyse en sevdiginiz tosortunuze domestos sicrasin insallah!!111
  • cem yılmaz' ın yıllar önceki panasonic reklamında psikopatlaştıklarını iddia ettiği küme.

    sözlerini de yazayım tam olsun:

    cem yılmaz, 25, çamaşır makinesi tamircisi

    ya ev hanımı nedir? evine bakan hanım bir insandır ama sen kardeşim kireçlenen makinayı niye söküp bize getiriyorsun ya?

    ya kaç sefer dedik "hanfendi psikopatlaşmayın, gelip biz sökeriz." diyoruz dinletemiyoruz ya. ara ara ara ben her zaman tükanda olmuyorum ki...
    bi kere müşterideyiz nasıl bulacak? neyse baktık olacak değil biz de panasonic g450 aldık. ben aldım, bizim ortak aldı, mehmet. artık nerede olsak müşteri bize ulaşıyor kardeşim, bi de makineyi parça pinçik etmiyor bu kadar da olmaz ki canım.
  • genelleme olmasa da, şanslı bir grup için yapılacak bir tanımlama. maddi sorunların olmadığı hayatında, çalışmama özgürlüğünü kullanmış kişi. bu özgürlüğünün farkındadır delicesine, ve o'nu diğer ev hanımlarından ve hatta çalışan kadınlardan ayrıştıran koca bir zenginliktir bu özgürlük. üniversite mezunu olduğu için çevresi de huzursuzdur; çalışmalı, bişeyler üretmeli vs daha mutlu olacaktır çünkü onlara göre(!) oysa koşturmadan her şeye yetişmek, daha çok film izlemek, daha çok kitap okumak, daha çok seyahat etmek, daha çok birlikte zaman geçirmek sevdiklerinle, budur hayatı. basittir. hayat basit değil mi zaten, mutluluk en basit şeylerde değil mi? karmaşa, çetrefil,hırslar, iddialar,daha az zaman daha az sevgi, daha çok mutsuzluk...ne için?
  • ev hanımı yerine ev ekonomisti desek daha afilli duruyo.neticede görevi sadece temizlik ve yemek yapmak diil.

    derin dondurucuyu yazlık ve kışlık olmak üzere uygun fiyatlı ve mevsimi geçtiğinde bulunamayacak malzemelerle doldurmak ve bunlarla aile fertlerine sürpriz yemekler yapmak,
    derin dondurucu yetmediğinde konserveler, reçeller, pekmezler, salçalar yaparak ailesinin doğal ürünler tüketmesini sağlamak,
    indirim mağazalarını bulup, bu mağazalardan ailenin tümü için alışveriş yapmak,
    evdeki mobilya ve elektronik eşyaların bakımından ve temizliğinden sorumlu olmak (ve dolayısıyla uzun ömürlü olmalarından)
    bütçeyi dengelemek,
    kimi zaman çocukların okula gidiş- gelişlerinden sorumlu olmak (anneden servis şoförü)
    bir de sosyal ilişkileri düzenlemek, akrabalar ve eş-dost arasındaki ortamı sıcak tutmak adına misafir ağırlamak, ve misafirliğe gitmek,

    (hayat bilgisi dersi gibi oldu)
    gibi sorumluluk alanı, ne kadar titiz olduklarına bağlı olarak genişleyebilen bi görev tanımları var.

    - ne iş yapıyorsunuz
    + ev ekonomistiyim.
    -??? peki işyeriniz?
    + home office kullanıyorum:)

    zor iştir ev hanımı olmak...

    ayrıca iyi birer problem çözücüdürler.

    edit: ekleme
  • zamanını parayla takas etmeyen meslek grubu. bu sebeple özellikle mavi ve beyaz yakalılar tarafından hor görülür.
  • dunyanin en nankor mesleklerinin basinda gelen '' ev hanimligi '' isini yapan insanlara denir.
    cunku bu meslekte ne yaparsaniz yapin oncelikle karin toklugunadir.sigorta yoktur,yol yoktur,yemegi zaten kendiniz yaparsiniz.bitmek tukenmek bilmeyen bir enerji ve konsantrasyon ister.
    cok zor bir meslektir.disardaki islere benzemez.disardaki islerde alinan sorumluluk belli bir sayiyi gecmez ve diger isleri yapan baska bir eleman bulunabilir.ancak,ev hanimliginda evin satin almacisi,pazarlamacisi,temizlikcisi,ascısı,cocuk bakicisi,yeri geldiginde doktoru,ic mimari,krali,kralicesi hep o ayni bir kisidir.krallik ve kralicelik icin ayrilabilecek vakit de tahmin edilebilecegi uzere cok ama cok kisitlidir.
    bu meslegi icra etmek icin ille de kadin olmak gerekliligi yoktur.meslegin adinda gecen hanim sozcugu bu meslege feminen bir goruntu kazandirmis olsa bile,yalniz yasayan veyahut bu ev islerini yapacak yeterlikte kimsesi olmayan er kisiler icin de kullanilabilir.

    (-tamam sevgilim ne dediysen yazdim)
hesabın var mı? giriş yap