• bir an önce istanbul'da vizyona girmesini umduğum, vizyona girmesi halinde de, lilja forever'ı iki izleyişimde de (ikincisinde bazı sahnelerde gözümü kapatmış olmama rağmen) birkaç gün etkisinden kurtulamamış bir izleyici olarak,bütün cesaretimi toplayıp, muhtemelen yaşayacağım şoku en aza indirmek için öncesinde biraz alkol alıp gitmeyi düşündüğüm film.

    edit: istanbul bağımsız filmler festivali kapsamında 18 ve 25 şubat'ta gösterilecekmiş. bu bilgiyi veren beatific'e teşekkürler.

    http://2005.ifistanbul.com/…ls.asp?filmid=3&catid=5
  • hakkinda insanlarin ne kadar rahatsiz olduklarindan baska laf etmedigi, ama yine de seyrettigi, tum uyarilara ragmen !f 2005 te bileti ilk biten film olacagini dusundugum, lukas moodysson un rahatsiz etmek icin degil, baska yonetmenler bu konuya nasil yaklasilacagini bilmedigi icin cektigi film.
  • lukas moodysson un internetteki porno endüstrisini konu edindiği ve internet aleminde sıkça rastladığımız penis kaldırıcı fotoğrafların ardında yatan hayatların ağıdını yaktığı yüreklerde kapanmaz yaralar açan film...
  • (imdb nin yalancisiyim)aslinda bu film once abd de cekilicekmis.tess karakterini christina aguilera,rickard i de sylvester stallone oynayacakmis.
    --- spoiler ---onlarda porno eksenli kusmali,isemeli filmde oynardi zaten..--- spoiler ---
    .sonradan isler degismis.mismis.
  • bir insanın tahammül sınırları ne kadar zorlanabilir mantığı üzerine yapılmış bir film..bu tip bir filmi çekebilen,bu kadar çeşitli ve yaratıcı iğrençliği akıl edip görüntüleyebilen bir yönetmenin ve filmde emeği geçenlerin hepsinin hastalıklı ruhlara sahip olduğunu düşünmeden edemiyorum...basit bir öykü..hayatları istedikleri gibi gitmeyen insanların öyküsü..ve bunu değiştirmek için birşey yapma gereği duymayan..duymayan çünkü gizliden gizliye böyle olmaktan mutlu olan insanların öyküsü..tabi öykü gibi bir kelime bu anlatımda tanımlayıcı tabir olarak kullanılmalı mı ondan da emin diilim..

    --- spoiler ---
    aaa tabi filmin duygusal derinliği,bu insanların hayatlarına kökten bakışı tartışılmaz..küçük yaşta tecavüze uğramış bir baba,ölümcül bir hastalığın pençesinde,hayatta son günlerini yaşayan bir adam,annesini küçük yaşta kaybetmiş ve onun sevgisine aç büyüyen bir çocuk...vay bee...ne diyebilirim ki...gerçekten benim de yüreğimde bir delik açıldı..hele birbirlerinin ağızlarına kustukları sahnede gözyaşlarımı tutamadım..tebrikler!!!!
    --- spoiler ---
  • 'sizi şoke ediceeeeeeeeeeeeeem' diye bas bas bağıran, ama bu esnada sadece sıkıcı olabilen lukas moodysson filmi.
  • hem senaryosuyla hem görüntü ve ses yönetimiyle insanı zorlayan bir film. yüksek dozda sansür eleştirisi de mevcut filmde. twistlerle de sadece görüntü ve sesin rahatsız ediciliğinin ön planda kalması önlenmiş ve sinemadan dışarı çıktığında insanın zihninde yalnızca porngore'a kaçan görüntülerin dönüp durması değil, hikayenin algılanışı ve çözümlemesi üzerine de kafa yorması gerekliliği tetiklenmiş.

    lukas moodysson'dan beklemediğim türde bir film oldu bu. dogma ve gore'a aşina kesmi etkileyeceği, beklentileri fazlasıyla karşıladığı/karşılayacağı tartışılmaz bir gerçek.
    ülkemizde festival(ler?) dışında vizyon görüp göremeyeceği de muallakta şuan. bekleyip görüciiz.
  • dorduncu afm bagimsiz film festivali'ndeki ilk gösteriminde izleyicilerin salondan kacismasina, bitiminde de disini sikip sonuna kadar kalan insanlarin bazilari tarafindan protesto alkisi almasina, sessiz kalan insanlarin cogunun da tahminimce gecelerinin kötü gecmesine sebebiyet vermis oldukca gereksiz, hatta yerlerde sürünen bir film. cocugun monologlari, insanlari algilayis/yorumlayis sekli, babasini analiz edisi, sözde verilmeye calisilan duygusal boyut hicbir sekilde kurtaramiyor filmi, "kalsin" diyor insan. bu filmin yapiminda emegi gecen insanlara, evinden kalkip izlemek icin sinema salonuna gelen izleyicilere, ve en aciklisi da iyi bir film yaptigini sanarak ortalikta dolanan lukas moodysson'a yazik. bir yönetmen rahatsizlik vererek hicvettigi meselenin aynisini önümüze sunmadan önce bir kez daha düsünmeli. ne de olsa bir haneke gibi film cekmek herkesin harci degil.
  • yüreğinizde bir delik açar mı açmaz mı sorusundan öte cinsel hayatınıza ne kadar sekte vurabileceğini tartışmak isterim. filmi tek kelimeyle özetlemek gerekirse: "öyle bir porno filmi çekmeliyim ki, izleyenler bir daha porno film karşısında geçip masturbasyon yapamaz, pipi kuku göremez hale gelsin" önermesi ile yola çıkmış gayet sıradan bir film. sıradan ve sığ kalmasın diye araya serpiştirilmiş bir kaç bunalımlı çocuk yıpranmış aile imajları ve surreal görüntüler de pek işe yaramış gözükmüyor.
    bütün bunlara rağmen ifin tanıtım yazısında yer alan porno film endüstrisine bakışınızı değiştirecek cümlesini gayet yerinde buluyorum.

    --- spoiler ---
    bir kaç da izleyici güncesine yer vermek istiyorum: yiğidi öldür hakkını ver.
    - şarap ve bira kadehlerinin tokuşturulması da bana garip geldi. bir yandan da bütün o dejenerasyon ve sığlığın yanında hala medeni insanlar olmaya çalışmaları (bir kaç saniye bile olsa) insanız be abi dememe yol açtı.
    - çocuğun babasının cesedi ile konuşmasını hayal etmesi hoştu.
    - çocuğun babası hakkındaki tespiti bir çok grup seks fantazisi olan erkeğe kapak olacak nitelikteydi. tebrik ettim.
    - kızın evden kaçtıktan sonra geri döndüğünde dışarısı çok sıkıcı demesi ve ağlaması etkileyici ve düşündürücüydü.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap