• surekli yarim kalan madalyonun pe$inde ko$an esmer inka yerlisi velet. altindan bi kartalla dola$ir.
  • gunesin ogludur kendisi. oyle derlerdi yani. yillar once trt'de yayinlanan bir cizgi filmin kahramaniydi. kendisi gunesin oglu oldugunu bilmez, bir madalyonla bir gemi icinde ordan oraya dolasirdi.
    gozlerini kismaya ya da kapamaya gerek duymadan direk gunese bakabilmesi gunesin oglu olmasi nedeniyleydi. kendisi bilmezdi bunu ama.
    biz de, bilmeden gunesin oglu/kizi cikabilme ihtimalimize karsi, dikip gozlerimizi bakmayi denerdik gunese.. kimileri gozluk takti sonradan, kimileri lens. gerci sirf gunese degil gunesin oglu esteban'a (televizyona) cok yakindan bakmakla ilgili bir durum da olabilir bu..* *
    esteban inka ya da aztek ya da o civarlardan bir etnik kokenden geliyordu. siyah saclari siyah gozleri esmer bir teni vardi. bir de hep gemiyle gezerdi. kendisine hasta olan bir kiz da vardi gemide, lakin ne tipini ne ismini hatirlayamiyorum..
  • fransız- japon ortak yapımı olup, jenerasyonumuzu mayalar, inkalar, olmekler, el dorado hakkında fena halde bilgilendirmiş, arada bir de "ah mendoza, ne karizma adamdın sen!" (o pelerinini bir arkaya atışı vardı, yamulurdum) dedirtmiş mysterious cities of gold* adlı çizgifilmin türkiye'deki ismi ve ana karakteridir. yanında arkadaşları xia ve tao ile birlikte el dorado'yu ve babasını arayan esteban, coollukta sınır tanımamış, altına taşıt olarak dev bir altın kuş çekerek şahsımı kendine hasta etmiştir. (hastalığım bir sonraki mendoza-pelerin atraksiyonuna kadar sürdü o ayrı.) xia da babasını arıyordu, başlarına gelmeyen kalmıyordu, yeşil derili olmeklerin elinde esir oluyorlardı vs vs.
    bu karakterle ilgili aklımda en çok kalan sahne el dorado'yu bulduklarında altın kuşu, nazca çizimleri misali dev kuş şeklinde bir piste kondurması, en çok içimi acıtansa babasını bulduğu an, kim olduğunu bilmeden ölüme gidişini seyretmesiydi. (adam rahipti, bir patlama olmaması için mağaralara inerek kendini feda etmiş, son saniyelerinde oğlunu düşünerek ağlamıştı.) xia'yı babasına kavuşturdunuz da esteban'dan ne istediniz şerefsiz senaristler diye sorasım var şimdi, neyse. uzun sözü kısası, esteban seksenli yıllarda türk annelerin çocuklarını terbiye etme çalışmalarında büyük rol oynamış, doksanlarda ise ülkemizdeki erich von daniken satışlarını patlatmıştır.

    "günüm boş geçiyor, çocukluğumu hatırlayarak ağlamak istiyorum" diyenler için;

    http://www.retrojunk.com/…ysterious-cities-of-gold/

    not: les mysterieuses cites d or başlığında çizgi filmin bütün bölümlerini detaylarıyla anlatmış, çok özenilerek yazılmış bir entry vardı ama korkarım sözlüğün derinliklerinde kaybolmuş kendisi.
  • en sevdiğim küfür.* bilhassa ofis ortamında söyleyince çok güzel oluyor.
  • kill bill volume 2'de bride'a sulanan, bill'in babalığının adı. michael parks tarafından canlandırılmış yavşak bir karakterdir.
  • (bkz: les mysterieuses cites d or/@mayapan) bakiniz bakiniz, butun bolumleri bulup izleyebileceginiz (ama ingilizce) bir link var orada, eliniz degmisken sukela verin o entrye, emege saygi (entry sahibini tanimiyorum).
  • saclarini uzatan erkeklerin, uzatma surecinde saclarinin kulak hizasina geldigi o en kotu ve en zorlu evrede burundukleri sekle verilen ad. kulak hizasinda saclarla gezen tum arkadaslara "ooo esteban olmussun o'lum" denilir.
  • morrissey'ın latin fanları tarafından takılan lakabı - stephen=esteban
    bizim mozumuz onların esteban'ı.
    (bkz: oye esteban)
    (bkz: stephen patrick morrissey)
  • bir başka deyişle; mustafa.
hesabın var mı? giriş yap