esrar dede
-
"ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın" dizesi ile ünlü bir başka şiiri:
gazel
azm-i sefer ettin dil-i nâçârı unutma
gittin güzel ammâ bu dil-efkârı unutma
gâhîce uyandıkça şebistân-i safâda
şol gice olan sohbet-i hemvârı unutma
vardıkça şeker-hâba girip bister-i nâza
ne zehr içer dîde-i bîdârı unutma
ben sabr edeyim derd ü gam-i hecrine ammâ
sen de güzelim ettiğin ikrârı unutma
ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın
ol va’de-i tekrâr-be-tekrârı unutma
yok tâkati hicrânına lûtf eyle efendim
dil-haste-i aşkın olan esrârı unutma -
adı duyulduğu vakit müstehzi bir tebessümle karşılanan divan şairlerindendir. doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1748 olarak tahmin ediliyor. kadim diller arapça ve farsçanın yanında italyanca, rumca ve latince de öğrendi. mevlevi tarikatına girdi. şeyh galib'in müridlerindendir. özünü tasavvuf düşüncesinin oluşturduğu şiirler yazmıştır. şiirlerinin yanında tezkire-i şuara-yı mevleviyye, lugat-i tilyan gibi eserleri ile de kitabiyat dünyamıza katkıları unutulmaz.
-
gazel
gevher saçıp bezme seher doldu lebâleb jale gül
kattı arakla gül-şeker minâ-yı mâlâmâle gül
ebre düşüp berk-i şafak jale ne renge döndü bak
güya mukattar gülerek doldurdu câm-ı âle gül
bülbül olup yâre zenân görmüş tecelliden nişan
her şahtan eylemiş ayan bir âteş-i cevvale gül
geh naz edip mestur olur alâyişe mağrur olur
bilmez sonu mecbur olur çent rûze bir ikbâle gül
bülbül yeter zar eyleme esrâr'ı bîzâr eyleme
bîhûde ısrar eyleme gûş etme ahu mâle gül -
divan şairi, tezkireci ve sözlükçü şahsiyet.
rivayete göre şeyh galib, bir sebepten kendisine darılır. esrar, şeyhinin gönlünü almak için ona bir şiir sunar ama şeyh galib pek iltifat etmez. buna çok içerleyen esrar, şeyhinden çileye girmek için izin ister. mevlevilikte çile 1001 gündür. bu süre zarfında bir hücreye kapanılır ibadet ve zikirle çile doldurulur. çok az yiyip içilir, kimseyle görüşülmez sadece ibadet edilir. dolayısıyla şeyhin çileye girmeye izin vermesi demek yaklaşık 3 yıl birbirlerinden ayrı kalacaklar demektir. buna rağmen galib, çileye girmesine izin verir ve esrar da girer.
tam 1001 gün sonra çilesinin bittiği, dede unvanını aldığı gün esrâr ölür. şeyh galib yıkılır, perişan olur. şeyh galib zirve şairlerden biridir ve kırgın ayrıldığı dostu için türk edebiyatının en muhteşem mersiyelerinden birini yazar:
kan ağlasın bu dide-i dür-bârım ağlasın
ansın benim o yâr-ı vefâ-dârım ağlasın
çeşm ü dehân u ârız u ruhsârım ağlasın
baştan başa bu cism-i siyeh-kârım ağlasın
ağyârım ağlasın bana hem yârim ağlasın
gûş eyleyen hikâyet-i esrâr'ım ağlasın
nâ-dide bir güher telef etdim dirîg u âh
hâk içre defnedüp gerü gitdim dirîg u âh
...
kendisinin çok sade bir o kadar da içli şiirleri vardır. nasıl biri olduğunu görmeye şu iki beyit yeter bence.
ben sabr edeyim derd ü gam-ı hecrine ammâ
sen de güzelim ettiğin ikrârı unutma
ağlatmayacaktın yola baktırmaycaktın
ol vâde-i tekrâr be tekrârı unutma
(ben ayrılığının gamına, derdine katlanayım ama güzelim sen de verdiğin sözü unutma! ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın, tekrar tekrar verdiğin bu vaatleri unutma!)
ne diyelim allah cennetinde buluştursun bu iki dostu. -
derd-i dile bî-gâne vü mahrem güler ben aglarım
özge belâ kim hâlime ‘âlem güler ben aglarım
hîç kimseye olmuş degil böyle belâ-yı bü’l-aceb
kim beytü’l-ahzân-ı dilimde gam güler ben aglarım
çeşmim gül-i dûzah-nejâd eşkim şerâr-ı fitne-zâd
zevkim gamımdır aglasam nâlem güler ben aglarım
gül gibi hûn-seyyâleyim gül-berg-i âteş-jâleyim
cânâne-meşreb âşıkım işvem güler ben aglarım
nâz u niyâza vakt yok hayrân olur görse gözüm
ancak hemân ol dil-ber-i gül-fem güler ben aglarım
nâdîde bir dîvâneyim başdan başa efsâneyim
hicrânımın ahvâline mâtem güler ben aglarım
sâz-ı cünûn âgâz eder efgânıma dem-sâz olur
her nagme-i eyvâha zîr ü bem güler ben aglarım
nahl-i ümîde el sunar handân ol giryân men
esnâ-i ekl-i dânede âdem güler ben aglarım
dil sînede bir bahr-i hûn esrâr bî-sabr u sükûn
gerçi gül-i zahm-ı derûn her dem güler ben aglarım -
şairin "tezkire-i şuara-yı mevleviyye" adlı eseri, atatürk kültür merkezi yayınları tarafından yayınlanmıştır. kitapta transkiribe edilmiş metinle birlikte bir inceleme de mevcuttur. gayret sahibi de ilhan genç'tir.
-
şu gazeli hayli meşhurdur:
yapmak da yapılmak da mey-hânede kalmışdır
âsâr-ı imâret hep virânede kalmışdır
gird-âb-ı şu'ur içre ser-geştedir âkiller
âzâdeligin zevki dîvânede kalmışdır
sûfî arayıp gezme bî-hûde mesâcidde
feyzin eseri şimdi hum-hânede kalmışdır
ol çeşm-i hâmuş olmuş hem-sâye-i küfr-i zülf
isâ bu gece gûyâ büt-hânede kalmışdır
da'vâsını terk etsin bülbülde fedâ yokdur
bir nükteciği aşkın pervânede kalmışdır
derd-i dilim arz etdim güldü dedi ol kâfir
n'olmuş yine esrâr'a efsânede kalmışdır -
masiva nakşına iplik kadar olma mail
ehl-i tecridi yolından alıkor bir iğne -
olınca “rûhike rûhi” cenâb-ı unvânı
kemâl-i ahmed-i muhtârdır kemâl-i alî
hz. ali, hz. muhammed'in feyzinin nuruyla kemâle ermiştir. çocukluğunda hz. peygamber'in terbiyesi ve şefkatiyle yetişmesi sonucunda hz. ali, hz. peygamber'in yüce ahlâkının ve mükemmel terbiyesinin tam bir numunesi olmuş, her kemâlin ekmeli ve her sıfatın efdali onda toplanmıştır.
* rûhike rûhi ; hz. peygamber , ali hakkında; “lahmike lahmî, demmike demî, rûhike rûhî, cismike cismî”
türkçesi ; etin etimdir, kanın kanımdır, ruhun ruhumdur, cismin cismimdir. -
gazel
gece kandilli’de gök kandil olup ol meh-rû
mâhitab eyleyerek eyledi azm-i göksu
ol şehen-şâh-ı hüsn basdı kadem şevketle
hele beylerbeyi’nin başına devletdir bu
boğaz içinde bu şeb mey vererek muğbeçeler
itdi sâgar gibi lebrîz bizi tâ-be-gelû
gel çelipa içün itme bizi hicrana dûçar
nola istavroz’a gitme bu gice kâfir-hu
subha dek eyleyelim şevk ile zevk-i mehtâb
mestdir çeşm-i siyeh meste yeter bu uyku
yardan sana şu peymâne ki ihsân oldu
mihr-i dîdâr idi esrar sabaha karşu
saye-i hazret-i galib’de boğaz içre bu şeb
zevk-i min tahtil enhar idi bana her su
esrar dede
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap