• ufak, ama çok hızlı ve dayanıklı atlarından hiç inmezlerdi; neredeyse at üstünde uyurlar, at üstünde konuşup danışırlar, at üstünde yerlerdi. müthiş gürültülü bir biçimde dörtnala, büyük bir hızla saldırır ve düşman üzerine oklardan bir bulut gönderirlerdi. sonra birdenbire geri dönüp hızla oradan uzaklaşırlardı; sanki kaçıyorlardı. arkalarından gidilince görülürdü ki atlarına ters oturmuşlar ve dörtnala giderken düşmana tekrar ok yağdırıyorlar. o güne kadar görülen kavimlerin hepsinden daha çevik, zeki, hileci ve savaşçı idiler. cesaretleriyle ünlü germenler'i bile önlerine sürüp kovalıyorlardı.
  • "antik yunan oluyor da eski türk neden olmuyor, yunanlar antikse biz fosiliz."
    -demir bükey, ileri sürücülük teknikleri, syf:127
  • çok yanlış bir tanımdır, bunu yapanlar bilmiyorlar ki türklüğe en büyük zararı onlar veriyorlar.

    "eski türkler at sırtında gezer, kurt peşinde demirden dağları aşıp destanlar yazardı" cümlesindeki "eski" ifadesinin çıkartılması anlam kaybına neden olur mu olmaz mı bi onu düşünmek lazım.

    türklük tanımının türkiye vatandaşlığını kabul eden herkes gibi bir çerçeveye genişletildiği düşünülürse eski türkler pek garip gelmiyor.

    (bkz: hatun atımı getir)
    (bkz: kımız da ver)
  • "öncelikle eski türklerin sert doğa koşullarında yaşadığını, konar göçer bir yaşam tarzları olduğunu, hayvancılık ve avcılık yaptığını biliyoruz. dolayısıyla kıyafetlerinin de bu yaşam şartlarına uyumlu olduğunu en azından tahmin edebiliriz.

    buna, çin belgelerinden, kurganlarda ele geçirilen eşyalardan, gravürlerden elde ettiğimiz bilgileri de ekleyince, eski türklerin en çok deriden yapılmış kıyafetler giydiğini söylemek mümkün. bildiğimiz kadarıyla da en çok koyun, kuzu, sığır, tilki derisi kullanıyorlardı.
    tabii ki, sadece deri değil dokuma giysiler de giyiyorlardı. dokuma için genellikle kendir yetiştirip koyun, keçi yünü kullanıyor ayrıca dokudukları yün kumaş ve keçeleri çin’e ihraç bile ediyorlardı (muhtemelen karşılığında da çin’den ipek alıyorlardı. mesela noyun ula kurganları’nda bulunan ipek kumaş kalıntıları var. bildiğin çin malı işte) aslında deriyi daha çok seyahatlerde ve savaşlarda tercih ediyor, günlük yaşamlarında daha çok dokuma kumaşlardan yapılmış giysiler giyiyorlardı.

    tabii bir de kürk var. malum soğuk iklimde yaşıyorlar ve çevrelerinde kürkünden yararlanabilecekleri hayvanlar da bol. orhun yazıtları’ndan ve yine çin kaynaklarından öğrendiğimize göre özellikle samur ve sincap kürkünün ticareti yapılıyordu. bunun dışında tilki, vaşak gibi hayvanların kürkünü de kullanıyorlardı."

    (bkz: eski türklerde giyim kuşam/@ay hatun)
  • "eski türklerde oguşlar* birleşerek urugları, uruglar birleşerek boyları, boylar birleşerek bodunları*, bodunlar da birleşerek illeri oluşturur." deniz karakurt

    (bkz: türkler/@ibisile)
  • yöğmöyölöcö töplölöklördö öröplörön yözöndön öslöm dönönö göçtölör.

    saçma sapan yalan yanlış ergen entrylerinden ziyade;

    bernard lewis'in ortadoğu isimli kitabından doyurucu özet bilgi veya
    dr.rıza nur'un türk tarihi isimli külliyatından ziyadesiyle bilgi alınabilecek türklerdir.
  • bazı fikirlerini beğendim
  • orhun yazıtları'nı ziyaret ettiğimde anladım ki yeni türkler araplar'dan ne kadar çekti ise eski türkler de çinliler'den o kadar çekmiş.
hesabın var mı? giriş yap