• bir kızın renk algısına göre oldukça dardır.ilk okulda öğretilen ana ve ara renkler dışında pek bir ceşitlilik göstermez. 15 - 16 renk arası değişir. hatta bazen oralara ulaşamayanları vardır. saymak gerekirse:

    1 kırmızı
    2 mavi
    3 sarı
    4 yeşil
    5 turuncu
    6 mor
    7 siyah
    8 beyaz
    9 pembe
    10 acık yeşil
    11 açık mavi
    12 kahverengi
    13 açık kahverengi
    14 gri
    15 lacivert
    16 turkuaz*

    dediğim gibi aha topu topu bu kadar renk bilir erkekler.ilk okulda aldığımız kuru boya renkleriyle sınırlı.
    bir örnek vereyim. küçükken mahallede kızlı erkekli bir gurup toplanıp renkli istop oynardık. bilmeyenler için anlatayım oyun şöyledir : butun herkes toplanır. top havaya atılıp bir kişinin ismi söylenir.ismi soylenen topu tutamazsa herkes kaçar. topu tutamayan kişi bir renk söyler ve diğerleri o rengi tutana kadar onları vurmaya çalışır falan filan. neyse gelelim konumuza işte biz erkekler topu alırdık mavidi, kırmızıdı, yeşildi derken kısa sürede tıkanırdık. ama bir kız alırdı topu bir söylerdi yavruağzı, bir söylerdi şampanya biz daha ''o ne ?'' diye dününmeden pat pat vurulurduk. yok olmuyo işte bilmiyoz, yapamıyoz. tabi bir süre sonra olayı çözdük . kızlar bir renk söylediğinde hiç düşünmeden hurrrraaaaa diğer kızların peşinden koşardık onlar ne tutarsa bizde tutardık.

    kaç sene gecti hala şampanyadır, bakır kızılıdır, petrol mavisidir bilmem.

    bide şimdi muhteşem yüzyıl var. yok güllü lokum rengi yok badem şerbeti rengi (bkz: bi siktir git)

    tek istisna titanyum beyazı (bkz: bob ross)
  • bütün erkekleri bilmem de benim abimde temel renklerden öteye götüremiyoruz bunu. en ileri gidebildiği seviye, renkleri açık, koyu diye değerlendirmek. ben de çok uzman olduğumdan değil ama adamda gerçekten algısı yok olayın.

    annem, evi boyatmaya karar verdi, boyatacağı rengi de seçmiş aslında da işte yalandan, bizden -abim ve ben- onayladığımızı duymak istiyor. katalogu verdi elimize, bakın ben geliyorum dedi. yalnız katalog da evlere şenlik, bir tane bile normal renk yok. fil dişi, vişne çürüğü, vanilya, vs. renkler kategorilendirilmiş sadece yeşil'in altında 10-15 tane değişik ton var. ben de daha önceden söylediği için biliyorum, annem mum ışığı diye bir renk seçmiş, ona boyatmak istiyor. abime de bunu söyleyip, bir süre düşündükten sonra mum ışığı rengini seçmesini tembihledim, annem mutlu olsun diye.

    neyse annem geldi, "ee bakıyor musunuz, seçtiniz mi rengi?" diye hevesle soruyor, evini boyatacak ya mutlu, heyecanlı. abim de garibim, katalog elinde öyle boş boş baktı bir süre, sonra da müthiş replik:

    "ben mavi ile mum ışığı arasında kaldım ama mum ışığı olsun bence."

    haha, garibim iyilik yapıyor işte aklı sıra. annem de "sen söyledin di mi, bana hiç yardım etmiyorsunuz" diye küstü, gitti. neyse, sonra abim vanilya ile mum ışığı arasında kalmayı akıl etti, annemin gönlünü aldık, evimiz mum ışığı oluyor. hehe, neden bilmiyorum ama böyle konularda saf olan insanlar sevimli de geliyor bana.
  • aslında tıbbi bir durum. bende var mesela. tonlar filan birbirine giriyor. yeşil çok adi bir renk, bir dünya farklı tonu var, sonra lacivertmiş, pembeymiş, mormuş, hepsi maviymiş gibi geliyor.
    geçen eşim gömlek almış bana, güzeldi, mavi renk.
    sonra itiraf etti, meğer pembeymiş, toplantılara filan onunla gittim kaç defa. bu yaşta pembe gömlek de giydik ya, bi şey demiyorum.
  • renk derinliğini 2-bit'ten 16-bit'e çıkarmış bir insan olarak söyleyebilirim ki bu algının kısıtlı gösterilmesi vs kadınların "her işin inceliğinden biz anlarız, erkeklerse çok yüzeysel" genellemesine hizmet ediyor.

    kadınların siklamen dediği renge kadar her birini öğrendim lan gerek olunca. sadece adını hatırlarken 3-4 tane renk sayıyorum ondan önce, doğru isme gelince karşımdaki hatun "heh" diyor ben de "evet buydu" diyorum öyle anlaşıyoruz. hatun; zira bir erkekle siklamen üzerine konuşulacak bir şey yok, boyacı ya da tekstilci falan değilse.
  • hani erkeklerin renk algısı sorgulandığında asıl konunun siklamen moruyla vuvuzela pembesi arasındaki ince ince farkı, kelime bazında bilmemek değil de, iki renk arasındaki farkı göremeyecek kadar öküz oldukları var sayımı olmasa sesimi çıkarmayacağım da, şu muhabbetlerin yıllardır bitip gidememiş olmasından ciddi şekilde sıkıldım, insanlar hala nasıl sıkılmadı anlamıyorum.

    bir gün erkekler adına bir temsilci çıkıp "evet biz gerizekalı, ince zevkleri olmayan ayılarız. hepimiz. istisnasız. iyi günler." diye açıklama yapsa da, siz de rahat etseniz biz de. ne bitmez incelikten yoksunlukmuş anlamadım ki? yıllardır aynı geyikler dönüp duruyor, bir kişi de dönüp yeter artık demiyor.

    not: o kadar ağır editledim ki, imla mimla değil bildiğin yeni entry. şimdi ara ki bulasın eski halini.
  • narçiçeği denen rengi ilk duyduğumda tahayyül edemeyip, yanımdakilerin tuborg un %100 malt amblemindeki fon rengini göstermesiyle bende de zayıf olduğunu anlamış bulunduğum algı. kırmızı lan işte o!
  • tam kıvamında, olması gerektiği gibidir. sarı sarıdır yani buna sebze meyve ismi vererek kendimizde derinlik mi vermiş oluyoruz? limon sarısı diye bi renk varmış. ee limon ne renk diye sorsalar ne cevap verecekler? limon limon sarısı rengidir mi diyecekler te allam ya! zaten kahve de kahverengidir.
  • bazen bu konuda o kadar bilgisiz oldukları için kendilerinden tiksinmelerine yol açar. lan ben ne sikten götten bir adammışım yavv, kız * tutmuş elbisesini fuşya almış, adam * tutmuş arabasını kübanit gri almış ve ben bu renkleri nasıl bilmezmişim, buyur burdan yak amk. sonra yok efendim erkeklerin renk algısıymış da, vay efendim erkekler 3-5 renge takılıp kalmışmış da, ben memnunum arkadaş. hayat, trafik lambası gibi net olacak yeşil, sarı, kırmızı tamam bitti, okey, lets go, oley.
  • valla olayın aslı şu. bi ara bi test vardı. 300-350 tane rengi sırasıyla maviden kırmızıya kadar diziyordun tonlarına göre. 300 tanesini falan doğru yapmıştım. kısacası renkleri çok şahane ayırt ederim.

    ama iş bunlara isimlendirmeye gelince kelime dağarcığım bu kadar büyük değil arkadaş. yok kavuniçi, yok çan yeşili, yok bulut beyazı, yok pipi sarısı, yok karafatma siyahı, kestane, nar, zencefil, bıldırcın, köri, kuşkonmaz vs vs bitmez lan bu.

    inanılmaz bir isim skalası. bu ne arkadaş. maviden kırmızıya kadar olan 350 renk tonuna da isim verilmezki arkadaş. deli misiniz lan siz? sorun sizde biz de değil*

    hayır bir de kızıyorlar ya. yeşil tişörtünü giy diyorum, ya o yeşil değil saçmalama o manolya yaprağı yeşili diyorlar. de hadi be. delisiniz evet.
hesabın var mı? giriş yap