4 entry daha
  • renkleri ve arada aynı çiçekte iki renkli açması açısından güle benzer biraz ama onun kadar şatafatlı, gösterişli değildir. papatya gibi koparılıp evde vazoya konulamaz çünkü çabucak solar fakat manolya gibi de elini değer değmez kendini koyvercek kadar erişilmez değildir. çok narin ve zarif olmasına rağmen gelincik kadar güçsüz değildir, çiçekleri bir koklamayla uçup gitmez. orkide gibi tek başına bulunmaz çünkü kalabalıkken güzelliği anlaşılır, karanfil kadar naiftir ama o kızların kulakları arkadasından renkli renkli sırıtırken, gerektiğinde saçların arasında kaybolmasını da bilecek kadar alçakgönülldür. menekşe kadar güzel rengi ve dokusu vardır ama evde yetiştirmek çok zor hatta imkansızdır, pencere önü süslemez. kasımpatı gibi açtığı mevsimin reklamını yapmaz, onun adı geçince açtığı zamanı zaten bilen bilir. lale gibi dünyanın öbür ucundan soğanlarını taşıtmaz kimseye özellikle ilgi de beklemez kendi kendine açar, solar ama insan olmayan yerde nedense pek barınmaz. aslanağzı kadar güzel kokar ama kimse içini söküp balını emmeye kalkmaz. gerçekten aşkın yüzde 80'i kokuysa eğer yaz aşkı diye bi kavramın varolmasında çok büyük payı vardır çünkü yaz akşamlarında kokusu sümbül gibi sadece bir odaya değil bütün havaya siner.
    "geceye açar akşam sefaları, ölüme benzer güne vedaları" diye sertab erener'in bir şarkısında bahsedilmiştir kendisinden. aslında ahmed haşim gecenin sakladığı çirkinliklerin yanında, getirdiği güzellikleri de farkedebilseydi bu çiçek üzerine çok güzel şiirler yazardı ama olmamış belki de olmuştur kimbilir..
48 entry daha
hesabın var mı? giriş yap