aynı isimde "cin" başlığı da var
57 entry daha
  • 18. yy başlarında ingiltere'de tüketimi öyle boyutlara ulaşmıştı ki, ülkenin ekonomik ve sosyal yaşantısı gözle görülür derecede olumsuz etkilenmeye başlamıştı. bira ve şarap gibi içkilere oranla çok daha kolay ve ucuz şekilde üretilebilen cin, içerdiği yüksek alkol oranı ile ingiliz alt tabakasının bir numaralı tercihi olmuştu. viski ve konyak gibi ağır alkollü içkilere fiyatından dolayı ulaşamayan ingiliz halkının, cin'i keşfettikten sonra manyaklık derecesinde tüketmeye başlamasını anlayışla karşılamak gerek. kadınlar ve hatta çocukların bile su niyetine cin içtiğini söylersek abartmış olmayız sanıyorum. e, bu kadar tüketimin de sonuçları oluyordu tabi. cin bu, şişede durduğu gibi durmuyor, çarptıkça çarpıyordu. esnaf, zanaatkar ve işçiler devamlı akşamdan kalma oldukları için işlerine güçlerine gidemiyor, kimi işyerleri ise hiç açılamıyordu. tarlada, bahçede, çiftlikte işler aksıyordu. cinden dolayı sürekli sarhoş vaziyette olan annelerin ihmal ettiği sokağa düşmüş çocuklar önemli bir sosyal sorun olarak ortaya çıkmıştı. fuhuş, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp ve cinayet gibi suçlarda ise önemli derecede artış gözleniyordu.

    yoğun cin tüketiminin sosyal ve ekonomik hayata olan olumsuz etkilerini gören ingiliz yönetici sınıfı buna daha fazla göz yumamazdı. nitekim, 1736 yılında parlamentodan "the gin act" olarak bilinen bir yasa çıkartarak cin'e bizim bugünkü ötv'yi aratacak boyutta fahiş bir vergi zammı yaptılar. bununla da kalmayıp cin üreten ve satan işletmelere de gayet pahalı bir lisans zorunluluğu getirerek halkın bu içkiye ulaşımını iyice engellediler.

    bundan sonra da ingiliz halkı ikiye bölündü. bir kısmı pub köşelerinde "bira hamallık yaa" diye homurdanarak sakin sakin biralarını yudumladılar. diğerleri ise sörlerin, lordların attığı bu kazığa isyan edip amerika, avustralya, yeni zelanda gibi uzak memleketlerde yeni bir yaşam kurmaya gittiler. (bu kısmı götümden sallıyorum)
206 entry daha
hesabın var mı? giriş yap