6 entry daha
  • bildiğin orospu: nerede kazanç/risk oranı yüksekse, oraya gider. gün itibariyle 64 milyar dolar seviyesinde olduğu en yetkili ağızlardan söyleniyor: http://img153.imagevenue.com/…image=30015_zaman.jpg

    şimdilerde aba altından sopa gösterme unsuru olarak kullanılıyor: "64 milyar dolar sıcak paramız var, herkes lafına dikkat etsin."

    neymiş? içeride siyasi gerginlik olmasınmış ki, sıcak para kaçmasınmış. aman türkiye'nin avrupa birliği perspektifine halel gelmesinmiş ki, sıcak para kaçmasınmış, ekonomik istikrar bozulmasınmış. sürekli olarak pompalanan fikir bu: "aman haa, elini kolunu oynatma, sıcak para kaçar, istikrar bozulur, kriz çıkar, fena olur."

    kimsenin ciddi olarak sorguladığı yok ama, bu kadar sıcak paranın ülkeye neden girdiğini.

    neden olduğunun cevabı, tarifinde yatıyor sıcak paranın: nerede aldığı riske göre yüksek kazanç görürse, oraya gider sıcak para. yani, türkiye'ye, aldığı riske oranla diğer pazarlarda kazanabildiğinden fazlasını kazanabildiği için geliyor. yaninin yanisi, yıllardır, ödünç olarak duran paraya dünyada kimsenin vermediği kazancı sağlıyoruz. daha yüksek kazancı ya da ortamın ısındığını, kazanç/risk oranının aleyhine bozulduğunu gördüğü anda da gider bu sıcak para.

    böyle bir durumda onu tutabilecek yegane şey, topluca çıkmaya kalktığı anda, dövizin ani fırlamasıyla uğrayacağı zarardır. iyice anlaşılsın diye, açalım: döviz geldi, türk parasına çevirildi, yurtiçindeki yatırım enstrumanlarına yattı. geri gidebilmesi için, tekrar geldiği döviz cinsine dönmesi lazım. türk lirası'ndan dövize büyük bir dönüşüm olduğu anda da, ani talep artışından dolayı döviz yükselecek. talep ne kadar yüksekse, döviz de o kadar yükselecek, toplu bir hareket olursa, patlayacak. 10 milyar dolar kadar olduğu söylenen bir sıcak para hareketinde neler olabileceği için: (bkz: 12 mayıs 2006 döviz kuru dalgalanması)

    peki, nasıl oldu da an itibarıyla ülkenin elini kolunu hem iç, hem de dış politikada bağlayan bu kadar sıcak paranın girmesine göz yumuldu?

    1) merkez bankası'nın "temel amacım fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir, gerisine karışmam"*olarak özetlenebilecek para politikasını desteklediği için. yüksek faizde sıcak para geldikçe, döviz, yükselmesi gerektiği kadar yükselmek bir yana, tersine, düştü ve enflasyonun da düşük çıkmasına yardımcı oldu. merkez bankası, elindeki sıcak paranın girişini yavaşlatacak, dövizin düşüşünü kontrol edecek hiç bir enstrumanı kullanmadı, "dalgalı kur" dalgasının ardına sığınıp, yere göğe konulamayan, gelmiş geçmiş en başarılı merkez bankası başkanı süreyya serdengeçti'yi yarattı.

    şansına, onun zamanında hareket olmadı ve kendisi enflasyonu düşüren merkez bankası başkanı olarak tarihe geçti, giderken de pimi çekilmiş el bombasını zavallı durmuş yılmaz'ın avucuna bırakıverdi. varan bir: 12 mayıs 2006 döviz kuru dalgalanması

    bu entry'nin yazıldığı tarih 26 mayıs 2006'dır. ileride okuyacaklar, arşivden o günün ekonomi sayfalarına baksınlar, bugünlerde "yıl sonu enflasyon hedefi şaşacak" yorumları çıkıyor. ne olmuş oldu şimdi? tek hedefin fiyat istikrarıydı, o da gitti şaşkınsın.

    2) hükümetin işine geldi. enflasyon düşük çıktıkça, şişinecek argümanları oldu ellerinde:

    - "herkes uğraştı beceremedi, enflasyon canavarını biz yendik."

    - "büyüme patladı. öyle bir büyüdük ki, az kalsın çin'i bile solluyorduk." [#9087225] (bir allahın kulu çıkıp da sormadı, yağmur gibi fabrika kurulmakta olan çin'le bir çivi çakılmayan türkiye'yi nasıl mukayese ediyorsun? bu nasıl büyüme ki, hem büyüyorsun, hem de işsizlik artıyor? en insaflısı "büyüme reel ekonomiye yansımadı" gibilerden suya sabuna dokunmayan yorum yaptı.)

    - ytl bazındaki gsmh'yi düşük döviz kuruna böldüler, gsmh dolar bazında yüksek çıktı, kişi başına milli gelir yüksek çıktı, "asgari ücreti bilmemkaç dolar yaptık, kişi başına milli geliri de 10.000 dolar'a çıkaracağız" diye beyanatlar verdiler. (çıksın dolar 2 ytl'ye görürüm senin gmsh'ni, kişibaşı milli gelirini, asgari ücretinin kaç dolar ettiğini.) edit: (bkz: #8006803), (bkz: http://www.milliyet.com.tr/…6/06/15/yazar/uras.html)

    - hükümetin fena halde işine geliyor. "aman ha, sıcak para kaçar" diye iç ve dış politikadaki uygulamalarına tepkiyi bastırıyor. kendisi kastırdıkça kastırıyor, karşı çıkanlar ölçülü tepki göstermeye mecbur kalıyor, çünkü biliyorlar ki, bir sallantı olursa, istikrarı bozmakla suçlanacaklar.

    şimdi bir miktar sıcak para çıkışı oldu, açıklama hazır: "efendim, genel konjonktür... dış piyasalar... bak brezilya'ya oradan da para çıktı..." [edit: daha komiği için: (bkz: güney afrika ekonomisinin turkiye'ye etkileri/#9713819)]

    ha şunu bileydin: dış konjonktür. adam olan, niyeti olan, dış konjonktürden etkilenmeyecek ya da minimum etkilenecek yapıyı kurar, gelmekte olan sıcak paranın fazlasını caydıracak tedbirleri alır, kemal derviş'in o günün şartlarında imf'den gelen borcun üstünü tamamlamaya yolunu açtığı sıcak para girişini, artık gerek kalmadığı noktada frenlerdi.

    şimdi milletçe bir saatli bombanın üzerinde oturuyoruz. nedir bunun çıkışı?

    a) sıcak paranın fazlasının kontrollü bir şekilde, yumuşak bir eğri çizerek çıkmasını sağlamak,
    b) dövizi öyle bir patlatmak ki, giren para, meydana gelecek kur zararını göze alamayıp, bir müddet daha oyalanmak zorunda kalsın, içeride hapsolsun.

    ikisi de yapılabilir. (a)'yı bu hükümet yapmaz, (b)'yi yapacak adamın alnını karışlarlar, çünkü zaten sallantıda olan, uçurumun kenarında dolaşan birçok şirket batar.

    peki ne olacak? hiç. böyle oturacağız bu bombanın üzerinde ve dua edeceğiz, böyle ara ara konjonktürel durumlar olsun da, sıcak para bölük, pörçük kaçsın, büyük bir sallantıya meydan vermesin diye.
37 entry daha
hesabın var mı? giriş yap