9 entry daha
  • tdk, türkçe sözlük'te üç karşılık vermiş:
    1. anlatma*, oluş*, deyiş* veya yapış biçimi, tarz. "akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir." abdülhak şinasi hisar.
    2. bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stil. "bu üslup ruhumun yazıma akseden hâletini gösteriyor." refik halit karay.
    3. (edebiyatta) sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil. "üslub-u beyan aynıyla insandır" yahya kemal beyatlı.

    göründüğü kadarıyla, bu tanımlar arasında -özellikle de ikinciyle üçüncü arasında- pek bir fark yok. peki üslup hakkında bunlar dışında bir şey söyleyebilir miyiz? eğer amacımız lise yıllarının gözde tartışma konularından biri olan "sanat sanat için midir, yoksa toplum için mi" başlığına bir kardeş yapmak değilse, bu sorunu yanıtının "hayır" olması gerekir.

    yalnız bir de "öz mü önemlidir, biçim mi" tartışması vardır ki, üslup konusuyla doğrudan ilişkilidir. insanlar zaman içinde üslubu unutma eğilimi içine girdiklerinden biçim ile karıştırmışlardır (bkz: biçem). artık hatırlayarak diyebiliyoruz ki, bir şeyi söylerken samimiyseniz onu ancak tek bir biçimde söyleyebilirsiniz. o da sizin üslubunuzdur. ne demişler: üslub-u beyan aynıyle insan.
144 entry daha
hesabın var mı? giriş yap