70 entry daha
  • ''cumartesi oldu mu, dedem cumartesi pazarına giderdi. eve uzak olmasaydı, babannem pazar işlerini dedeme bırakmazdı ya bu pazar eve uzaktı işte.
    başka şeyler de alır mıydı pazardan bilmiyorum, ben dedemi pencerede beklerken, hep '' nolur dedem tavuk almış olsun allahım'' duasını ederdim.
    bütün bir kış boyunca, hafta sonu eglencesi buydu benim için.
    dedem cumartesi pazarından tavuk alıp eve gelecekti, babannem tavugu temizlerken ben de yanında oturup, içiden yumurta çıkacak mı diye umutla bekleyecektim.
    allahım dualarımı her hafta kabul ediyor, dedem elinde kocaman bir beyaz tavukla eve geliyordu.
    kelli felli adamdı dedem, sert bakışlı, otoriter. iş tavuk kesmeye gelince bir türlü yapamıyor, hemen bakkal ali amcaya tavugu kestiriyordu.
    dedem göründügünden çok daha başka bi adamdı. sert görüntüsü altında pamuktan bir beyazlık vardı. karıncayı inciltemeyecek kadar merhametliydi... her hafta alınan o tavugu kesemediginden bir kere daha anlıyordum öyle oldugunu.
    tavuk kesilip eve geldiginde babannem büyük bir legeni sıcak suyla dolduruyor, tavugun tüylerini başlıyordu yolmaya. evin içinde agır bir kan kokusuyla karışmış tavuk kokusu doluyordu cigerlerimize.
    arada bir tülbentini düzeltiyor. ''maşallah maşallah '' diyordu tavuk için.
    tüylerinden arınan tavugun karnı yarılıyordu ve benim ''içinden yumurta çıkacak mı'' bekleyişim sabırsızlıkla birlikte daha da heyecan veriyordu.
    babannem tavugun içinden çıkan organlarını, bana bir bir gösteriyordu ve anlatıyordu. her defasında aklımda kalan tek yeri tavugun kursagı *oluyordu. genellikle içinden yumurta çıkıyordu.
    üzerine adımı yazıp, sabah yemek üzre dolaba koyuyorduk.
    sonra annem;kalan tüyleri yansın diye tavguyu yanan ocagın ateşinin üzerinde gezdiriyordu.
    kocaman bir düdüklü tencerenin içine, bir kaç tane bütün soganla birlikte tavugu koyuyordu.

    babannemle annemin ellerine saglık, dedemle babamın keselerine bereket olan tavuk, pilava ne kadar da çok yakışıyordu. yanın da bir bardak ayranda safam oluyordu.
    babamla tutuştugumuz ladesler, babamın işlerini yüzünden unutulup gidiyordu. bir daha ki cumartesiye, dedeyle lades tutulma planları yapılıyordu. ne de olsa dede, beni mutlu etmek için bile bileaklımda demiyordu...''

    yıllar önce tavuk; büsbütün mutlu bir cumartesi günüyken, şimdilerde parçalanmış hal de satılan, eski kokusu ve tadı olmayan, kolaycacık pişirilen, yenen bi hayvandır sadece.
349 entry daha
hesabın var mı? giriş yap