9 entry daha
  • aynı zamanda homo faber isimli güzeller güzeli max frisch romanının 1991 yılında volker schlöndorff tarafından bir alman-fransız-yunan ortaklığıyla filme alınmış halinin adıdır voyager. schlöndorff zaten edebi eserleri beyaz perdeye aktarmaktan haz alan bir adamdır ki, bugün teneke trampet olsun, swannın aşkı olsun, katherina blumun çiğnenen onuru olsun hep onun elinin değdiği romanlardır.
    açıkçası bana bırakılsa bu filmi izlemek, çok sevdiğim romanın kafamdaki hayaline kıymak, böyle bir ihanete girmek istemezdim. lakin bağladılar beni, zorla izlettiler. sam shepard walter faber rolüne şahane oturmamış mıydı peki? sümme haşa. oturmuştu. ama misal bir julie delpy benim zihnimdeki sabeth tiplemesinden öylesine uzaktı ve bana öylesine itici, öylesine yapmacık geldi ki, bunu düşündükçe sinirlerim hala kalkıyor.
    homo faber gibi hoş ve manalı bir isim dururken neden feza roketi tınılı "voyager" ismini layık gördüler bu filme bunu da anlamakta müşkülat çekiyorum. kitapta sınırlı olan erotik muhabbetin dozunu filmde coşturmak gerekli miydi, o da tartışılır. şu var ki schlöndorff romanda vurgulanan başka değerli noktaları es geçip aşk hikayesine yoğunlaşmıştır.
    ama bundan da hazini şudur ki, filmin senaryolaştırma çalışmalarına bizzat katılan max frisch filmden çok memnun kaldığını ve hatta julie delpy'nin hayalindeki sabeth olduğunu ifade ederek kalbimi derinlerinden bir yerden kırmıştır.
    filme karşı bu tepkisel yaklaşımımı romanı önceden çok severek defalarca okumuş ve kendi filmimi kafamda zaten yaratmış olmama verin. seyredenler sevmiştir, seyredecekler sevecektir bir ihtimal.
111 entry daha
hesabın var mı? giriş yap