9 entry daha
  • gerek başrolündekilerin gerekse figüratif kadronun herhangi bir nedensellik yahut idealizm şiarı olmaksızın sürekli bir şeyler yapageldikleri, hani sırf vahşi batıda yaşıyorsak akla mantığa uymayan şeyler yapalım gibisinden davranıp bi nevi oksidentalist tasavvura kurban giden insanların at sürüp boy gösterdikleri tuhaf ve hazin bir westerndir the wild bunch.

    başroldeki william holden'ından arkaplandaki angel denen karaktere kadar her biri aynı düşüncelilik hali içinde, neredeyse mazisiz, belli karakter özellikleri göstermeyen tipler olarak sunuluşu; robert ryan ve william holden'ın aslında tam olarak neye dayandığı belirsiz bir dostluk hissi, karşılıklı flashbacklerle birbirlerini anışları; filmin sonuna yaklaşıldığı anda bile 5 gruptan hangisinin hangisine dalacağının belirsizliği, yarıda kalan planlar, ne idüğü belirsiz planlar, her şey tam bir kaos arzetmektedir ve o kaos finalde kemale erer. holden'ı arayan abi ise bulsa da ne yapacağını bilmediği holden'ın öldüğünü anlayınca sefiller'in javert'i gibi artık maksadını yitirmiş halde öyle durakalır.

    fakat filmin bu halinde peckinpah'ın 19. yüzyıl insanları ve kanunsuzluk üzerine tasavvurunun mu yoksa yaratmaya çalıştığı kendi poetikasının mı etkili olduğu bilinçli seyirci açısından bir sır değildir.
37 entry daha
hesabın var mı? giriş yap