8 entry daha
  • çok ilginç bir filmdi. bu tür filmleri izlediğimde unutmuyorum. rastgele birkaç sahnesi mutlaka belirli anlarda aklıma geliyor ki bu filmde şimdiden hafızamın bir köşesinde yerini aldı. daha şimdiden, bitirdiğim andan itibaren aklıma geliyor ara ara. filme gelirsek eğer, zaman zaman bana mr monk dizisini hatırlattı, zaman zaman başka sanat eserlerini. özellikle gün bitimiyle ilgili filmin sonlarına doğru kurduğu cümleler nazım hikmet'in sözlerini anımsattı. filmde karakterin durumu hem acıklı hem komik. bir yandan yalnızlığı seviyor, yalnız kalmak istiyor; bir yandan da yalnızlıktan nefret ediyor, bir kişi bile olsa onu anlasın, söylediklerine kulak versin ve aynı hisleri paylaşsın istiyor. öte yandan geri kalan hayatının da pek bir şeye benzemeyeceğini hissediyor ve sürekli geçmişe özlem duyuyor, treni kaçırdığını düşünüyor: "keşke ilk aşkımla tanıştığım güne dönsem, o zaman her şey düzelirdi." aslında karakterin bu özellikleri hepimizin az çok hissettiği şeyler ama bu hisleri daha yoğun yaşayan bir adam miauczynski. o yüzden hem acıklı hem de komik.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap