1 entry daha
  • bugun istanbul film festivali kapsaminda izleme sansini elde ettigim film.

    neo-realist filmlerden hoslanan birisi olarak, sanatsal degeri olan, populerizmden uzak, estetik kaygilarlar cekilmis filmleri basimin ustunde tasirim. para kazanmak icin degil de sadece insanlara guzel bir seyler sunma adina yapilmis eserler oldugundan, kimine gerektiginden cok deger bile veririm (bazisi icin az kalsa bile).

    ama bazi filmler var ki piedro irmagi'nin kiyisina oturup, "ne anlatti lan bu yonetmen, ne izledim lan ben" dedirtiyor. bu filmler genellikle bir seyler anlatirmis gibi gozuken, aslinda hic bir bok anlatmayan ama izleyende "ulan bu herif manyak bir seyler anlatiyor ama ben sanattan anlamadigim icin kaciriyorum galiba" duygusu uyandiran filmlerdir.

    bu filmde iste tam oyle bir film. 68 dakika boyunca bir seyler olmasini bekledim ama olmadi. bir konu, anafikir aradim ama duygulari incinen ve intikam alan bir kizdan baska bir sey bulamadim. pek fazla insan sesi duyamadim. kisaca hic bir sey bulamadim ben bu filmde.

    ama asil anlamadigim nokta bu filmin nasil olup da yirmi bes yilin en iyi filmleri kategorisine girdigidir. ulan oturup izlemediniz mi filmi? burjuvanin fakir halki ezmesi desen degil, iyice lackalasip hamile kalan kizin onur mucadelesi desen degil, bastaki iki dakikalik sahneler bakip ogrenci olaylarini irdeleyen bir film desen degil, surekli cakmak kullanan zengin picine karsilik kizin sigarasini yakarken kullandigi kibritlerle sosyal mosyal bir seylere gonderme yapiyor desen degil... ne lan bu? bir de kiz durup dururken bir cicekciye gitti, cicegi izledi, sonra cicek sabah soldu. iyi de ne alakasi var lan konuyla, cicek mi hamile birakti kizi.

    bunu yirmi bes yilin en iyi filmleri kategorisine sokan adamlar bunu izledikten sonra sanirim soyle bir karara varmislar: "evet...evet...evet...bir şey vardi ama kacirdik...bastan izleyelim mi?...amaaan koy gotune, bir daha izlersem kanser olurum, ama, ama kesin bir seyler anlatti bu. bence son yirmi bes yilda izledigim en iyi filmdi bu, digeri de cehennem silahi, dissin dissin...". hepsinin alnindan opuyorum ama en azindan iki saat daha uyuyabilirdim bu filmi izlemek yerine. bunu kim telafi edecek?

    edit: aradan sekiz sene geçtikten sonra çiçek konusunda kendime hiç katılmıyorum. çok yanlış düşünmüşsün peder zickler. çiçek, kadının bilinçaltında doğurganlığı temsil eder. bu çiçek sahnesi kadının çocuk tereddütünü aslında çok net veriyor ama o zaman anlamamışım. kendimi sevmedim. bilmeden atıp tutmuşum, herkesten özür dilerim.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap