4 entry daha
  • sus barbatus, sus barbatus; faruk duman'ın gelipte. durmadan arayıp durduğu doğanın suskun dilinin arayışıdır.
    şaka bir yana sus barbatus bir av hikayesi olarak başlasa da hikaye kenan'ın yoksulluktan kurtulmak ve zeynep'e daha iyi koşullar sunabilmek için büyük otellere satacağı domuzu avlamasından bambaşka bir düzleme doğru gitmektedir. kadir ağa karısı, kızı ece ve oğlu atalay, ki bence atalay en ilginç karakterlerden biri, bekir komutan, gülşen, aysel, doktor servet, karısı, mustafa öğretmen, faruk ilk anda akla gelenler....
    roman bir yandan da yakup kadri'nin yaban ve victor hugo'nun sefiller'indeki meseleleri kahramanların ağzından irdelemeye çalışır. taşranın iç sesini, soğuğun yoksulluğunu kendine has üslubuyla anlatır duman. aysel'in içine giren sus barbatus, atalay'ın doktor servet'i almaya köye gidişi, kadir ağa ile zeynep'in konuştuğu bölüm, kendi içinde ayrı bir hikaye gibidir. duman bir yandan da ülkenin içinde bulunduğu duruma ilişkin atmosferi de ustalıkla romanın içine yedirir. sosyal bilimler ansiklopedisi de roman içinde önemli bir yerde durur
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap