9 entry daha
  • heredot’un deyimiyle “nil’in hediyesi” ve yine heredot’un değimiyle “tüm dünyanın en dindar insanlarının yaşadığı yer”. antik çağlarda mısırlıların gerçekten de çok komplike ve radikal bir din anlayışları vardı. mesela diğer uygarlıkların dinleri öldükten sonra bambaşka bir yaşamdan bahsederken; mısır’da öldükten sonra dünyadaki yaşantının devamından bahsediliyordu. inançlarına göre ölen kişi yeniden bu dünyaya geliyor ve yaşayan torunlarının çocuklarının arasında görünmez bir ruh gibi yaşıyor ve acısız, mutlu bir yaşam sürüyordu. kısacası din üzerine kurulu bir yaşamları vardı mısırlıların. belki de bu yüzden felsefe gelişmemişti mısır’da; ancak antik mısır eski yunan üzerindeki etkilerinden olacak(özellike matematik), batı medeniyeti tarihinin bir parçası kabul edilir.

    başka bir çarpıcı nokta da diğer uygarlıklarda kral tabiri caizse tanrının adamı iken; antik msır’da firavunun kendisi de bir tanrıydı. bu sebepten sıradan bir insan firavunla bugünkü şekliyle konuşamazdı. firavunun huzurda konuşurken hiçbir şekilde firavunu ve yüzünü göremezdi. tüm bu bilgileri batılı tarihçilerden ve bilim adamlarından öğreniyoruz. yaklaşık 400 küsür sene ceddimiz osmanlı’da kalmış olan antik mısır hakkında hiçbir çalışma yapılmaması ve sonradan napoleon’un seferi sırasında buradan götürülen taşlarla antik mısır araştırmalarının başlaması da enteresan doğrusu.
202 entry daha
hesabın var mı? giriş yap