7 entry daha
  • tuvalu gecelerinin en karanlık saatleri hiç gelmez güney yıldızı canopus yüzünden. her şehrin, her coğrafyanın gecesinin kendine özgü bir “en karanlık saati” mutlaka mevcuttur. ancak güneye gittikçe bu karanlık her bin milde daha bir delinir. sanki titrek beyaz noktalarla bezeli simsiyah bir çarşaftır gökyüzü. yusyuvarlak dünya gecenin yalnızlığında üşümüş, üzerine de gökyüzünü örtünmüş gibidir. mışıl mışıl uyur samanyolu’nun mora çalan kuşakları boyunca. heyhat, gökyüzünü bir çarşaf addeden çöl filozofuna hakaret etmek ne mümkün! “o gün geldiğinde, buruşturulmuş bir kağıt gibi olur gökyüzü” diye yazan şairin yaptığı sanat için sanatı seveyim ben.
    kuzeyin yağız savaşçısı (bkz: sirius) bile böylesine garip duygular uyandıramaz nezdimde. stockholm önlerinde artık soğuktan katılaşmaya durmuş hava, engeller olur bir vakit sonra seyrini kandillerinin gökyüzünün. gece vakitleri buzlu rüzgarlar havayı öylesine katılaştırır ki, bir perdenin ardından bakarmışçasına “bu muymuş en parlak yıldız dedikleri sirius” diye sitem edersiniz. ciğerlerinize çektiğiniz oksijen adeta donmuş gibidir. gri bir perdenin ardından izlersiniz semayı. o da gözleriniz sulanmazsa. sirius da pek aldırmaz nitekim. derinlikten yoksundur kuzey yıldızı. en parlak olandır, herkesçe tanınır. ikincileri kimsecikler hatırlamaz bu korkunç dünyada. ancak benim dünyam öyle mi hiç! güney yıldızı bambaşkadır bir rüyadan doğrulmuşçasına sakince uzanan kıyıları sonsuzluğuna pasifik adalarının.
    benim canopus’um böyledir işte!
    güneyin en parlağı, yıldızların en güzeli olan! ılık yaz gecelerinde uzayın sonsuzluğunu unutturacak kadar bizlere, bizlerden uzakta titreyen canopus! güney denizlerinin en karanlık gecelerinde, kayıp sularda sen varken tepemizde, ne mümkün yardım dilenmek deniz aşığı earendil‘den! yıllar sonra mağarasından inip güneşe selam duran bilge bir zerdüşt edasıyla kaldırıyorum ellerimi sana! ey büyük yıldız! aydınlattıkların olmasaydı nice olurdu mutluluğun?
    ola ki bir gün yolunuz, yahut geminiz tuvalu’ya, nanumea’ya düşerse, uykunuzdan feragat edip sabaha kadar bekleyin. gökyüzünün hiç kararmadığını göreceksiniz. ve de akrep sabahın dördünü vurduğunda, sol yukarınızda parlayan en güzel yıldıza hafifçe gülümseyin. lakin dikkatli olun! siz gülümserken ışığı titremesini durdurduysa bir anlığına güzel canopus, “evet, işte şimdi dünyanın en mutlu insanı oldum” demekte hiçbir beis görmeyesiniz. “yemin olsun ki o güneşe ve aya” diye yeminler savurmayacağım. ancak siz savurduğumu farz edin. unutmayın: beis görmeyesiniz...
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap