81 entry daha
  • klişelerini bi kenara bırakırsak, karakterlerinin duygu durumlarını en azından ıssız adamdan daha gerçekçi bulduğumu söyleyebileceğim 2016 yapımı yerli film.

    --- spoiler ---

    doktorun, zeynep’e karşı bir şeyler hissetmeye başlamasıyla beraber aynı zamanda bu duyguyu, kız temizlikçi olduğu için, kendine yediremeyip huzursuzlaşması, işini yaparken bu durum yüzünden stresli ve gergin olması, o yaşadığı ikilem çok gerçekçi geldi bana mesela.

    ama aynı gerçekçilik ıssız adam filmindeki erkek karakterden bana yansımadı. adam durup dururken ada’dan ayrılmak istiyor. niye? çünkü öyle! çünkü o ıssız adam. oturmuyor. empati kuramıyorum.

    yine, bu filmdeki zeynep karakteri (pek tabii ölmek üzere olduğu için yoksa başka türlüsü türk kadını için düşünülemezdi) kendi duygusu neyse onu yaşıyor. kalıplara sıkışıp kalmış değil, kendinden ödün veriyor ve duygusu için bir şeyler yapıyor ve ardına bile bakmıyor. hesabını dahi sormuyor.

    ama ıssız adamda ada bildiğin kezbana bağlıyor. yok donacaksın öleceksin farkında değilsin gibi büyük büyük laf etmeler, yok adamın anasıyla bir olup odasındaki yastığı koklamalar, gerçek hayatta böyle sizi darlayan bi kadın ya da erkekle karşılaşsanız naparsınız? oh iyi ki bitmiş verilmiş sadakam varmış dersiniz. ama bu filmde bu büyük aşk olarak yansıtılıyor. ha bi de ada’nın adamı yıllar sonra bile kıskandırmak için ailesini tanıtmasına falan hiç girmicem. kesin düğün davetiyesini de postalamıştır baaakkk ben evleniyorum niyetine. o zamanlar whatsapp olsaydı ordan gönderirdi güncel kezbanlar gibi.

    --- spoiler ---

    neyse filmimize dönecek olursak, elbetteki kurguda oturmamış şeyler var. tam anlatamadığı noktalar var. ama duygular gerçekçi mi bence gerçekçi. sonsuzu boşver aşkı anlatıyor mu bence anlatıyor. üstüne bir de fahriye evcen güzelliğiyle murat yıldırım’ın kalbini tuttuğu sahnedeki mimiklerini falan izliyorsunuz. bence izlenebilir olması için gayet yeterli.
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap