1 entry daha
  • tıp okumuştu ve bitirme tezi de "gezegenlerin bedene etkisi" (1766) (the influence of the planets on the body) adını taşıyordu. bu tezi verebilmesini, okültizme sıcak bakan bir tıp profesörü olan danışmanına borçluydu biraz da. yoksa daha genç yaşında yaşatmazlardı onu.

    sonraki yıllarda, mıknatısların sağaltıcı özelliği olduğuna dair fikirlere kapıldı. mıknatıs da mıknatıs derken bir anda aslında insan da bir mıknatıs değil mi dedi ve zihninde yanan ampul (nesnelerde manyetik sıvılar olduğu fikriyle besleniyordu...) ona ellerini kullanması yönünde bir işaret verdi (bkz: ellerini kullanmayı bilen erkekler). tedavi seanslarında lila rengi cüppesi ve mıknatıslı bir değneği olurdu. tedavileri gerçekleştirdiği odada da kaplarca su bulunurdu.

    mesmerizm'den yola çıkarak hipnotizma, telkin ve benzeri terapilerle uğraşanlar oldu. bunlardan bramwell, hipnotize edilmiş hastanın uyanıkken etkilenmeyeceği zayıf uyaranlara açık olduğunu (bkz: hiperestezi) düşünüyordu. bramwell'in dediği doğruysa eğer, mesmer'in şarlatanlığı, zayıf olanın algılanabileceği bir ortam yaratmasına dayanıyordu. doğaüstü olan, insan için belki de fazlasıyla zayıf olandı, normalde itibar görmemesi bundandı. bir tarafımız sıkışınca soluğu yanında aldığımız doğaüstü(nam-ı diğer zayıf), bize biraz fazlaydı. bu ve bunun gibi düşünceler ise, beni insan uygarlığının da bir tür şarlatanlık olduğu sonucuna tutar götürür, ama şimdi hipnotize olmuş gibi, iddia etmiş olmayayım bunu ve normal yaşantıma geri döneyim, hiçbir şey olmamışşş gibiiiii...
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap