8 entry daha
  • ikiye ayırabileceğimiz bir işlemdir: plastikler için olanı ve metaller için olanı. gerçi her iki türde de mantık aynıdır, fakat farkı yaratan ayrıntılardır.

    metallerin ekstrüzyonunda, cisme (buna takoz veya blok da denir) bir basınç uygulanır; bu basıncı sağlayan kısım ıstampa olarak adlandırılır (bazı yerlerde zımba olarak da anılır). yüksek basınç altında ilerleyen takozumuz, matris adı verilen ve takoza istenen şekli veren kısıma gelir (matrisi kalıp olarak da düşünebilirsiniz). işte burası, ekstrüzyonun asıl başladığı zaman dilimidir; malzeme akar -yani şekil değiştirir- ve istenen son hâline gelir. bu aşamadan sonra, gerek görülürse, talaşlı imalat vasıtasıyla toleranslar daha da iyileştirilebilir.

    pek çok metale uygulanmakla birlikte, özellikle alüminyum sektöründe ana metod budur; binalarda gördüğümüz alüminyum profiller buna güzel bir örnektir. bunun yanında dikişsiz boruların üretiminde de sıklıkla kullanılır.

    plastik ekstrüzyon ise, dediğimiz gibi aynı mantığa sahip olmasına rağmen, farklı bir mekanizmaya sahiptir. meselâ, ıstampanın yerini vida alır ve bu, granül (yani ham) hâldeki plastiği ilerleterek uygun kalıptan çıkarır.

    ekstrüzyon metodunun yaygın olarak kullanıldığı sektörlerden birisi de pvc sektörüdür.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap