5 entry daha
  • az önce galasından gedim. bu filmi kimin çektiğini bilmeden izleseydim de; kim ki-duk filmi olduğunu anlardım. bu da yönetmenin özgünlüğünü gösteriyor zaten. hwal da yine bir ki-duk klasiği olan tezat ve metaforlara yine sıkça yer verilmiş. hatta film bu ögeler üstüne kurulmuş. tıpkı bin jip ve bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom da olduğu gibi sessizlik derinliği anlatmaktaki yol olarak belirlenmiş. hatta öyle anladım ki insanların arasındaki duygu çoğaldıkça konuşma da o kadar azalıyor ki-duk filmlerinde.

    bir yerde kim ki-duk un tarzını nuri bilge ceylan'a benzetiyorum; ikisi de filmlerini durağan görüntülerden, neredeyse fotoğrafa yakın parçaları birleştirerek oluşturuyorlar. saçların uçuşması, sallanan bir kız çocuğu veya birlikte oturan bir aile ile denizi izleyen bir adam. yalnız ki-duk müzikleri atmosfere uygun hatta o atmosferin derinliğini arttıracak şekilde otantik otantik seçerken; ceylan ortam seslerini, boşluk efekti katmayı tercih ediyor. ancak tabiki konu seçimlerinde büyük bir farklılık var. ikisi de özeli göstererek geneli anlatmaya çalışsalar da bu filmden de görüyoruz ki ki-duk ta daha fazla genellemeye varabiliyoruz.

    bu film gerçekten beklediğim ve olmasını istediğim gibiydi; samarian girl gibi bir hayal kırıklığı olmadığı için çok mutluyum. ayrıca emek sinemasında gerçekten sinemasever insanlarla izlediğim için mutluyum. salonu terkeden olmadı, ses çıkaran olmadı, sağımda bir çift sevgi yumağı halinde filmi izledi, solumdakiler son derece ciddi el ele... önümde de genç bir kızın filmi beklerken yeni sinema dergisini okuması da içimi hoş etmiş; helal olsun beah dedirtmiştir. sinema sinema gibi izlendiğinde müthiş oluyor. bugün bunu yine anladım.

    bu film izlenmeli arkadaş; budur.
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap