5 entry daha
  • toplumsal meseleleri ajite etmeden odağına yerleştiren japon yönetmen hirokazu koreeda dinginlik yaratmadaki ustalığını #shoplifters filmiyle gözümüzün önüne dayıyor. terk edilme, sevgisizlik, ölüm gibi konuları işlemedeki başarısından ödün vermeyen yönetmen shoplifters’da yine benzer sularda yüzüyor. kalabalık içindeki sükûneti anlatan sahnelere önem veren yönetmen, yumuşak anlatımı ve ağır temposuyla entrika ve tartışmadan hoşlanmadığını seyircinin dikkatine sunuyor. zaten koreeda’dan hızlı bir film bekleme hata olur, çünkü o hayatın şifresini çözen önemli yönetmenlerden biri!

    gündelik yaşamdaki sorunları tek tek dile getirerek, annesiz ve babasız büyüyen çocukları, anne ve baba ihmalkarlığını, gerçek sevginin sadece biyolojik ailede olmadığını savunan koreeda aslında aile kurumunu sorguluyor. naifliğini bozmadan görsel olarak derdini anlatmadaki ustalığını ortaya koyan koreeda baştan sona dikkatle takip edilmesi gereken diyalogları perdeye yaftalıyor. onları güzel bir müzikle saran koreeda, aynı zamanda çocukların ebeveynleriyle olan ilişkilerini ve büyüme sancılarının altında yatan nedenleri arıyor.

    shoplifters özünde, ailesiz büyüyen ve onları terk eden ailelerin kendilerine yeni yuva arayışlarını trajik bir biçimde göz önüne seriyor. fakir ve yiyecekleri olmayan çocukların evden atılmamak için sessiz kalmaları ise vicdansızlık! bu insanlığın en büyük ayıbı! gerçek hayatı vizyonunu kullanarak analiz eden yönetmende çok sevdiğimiz bir özellik var o da şu: japon kültürünü (özellikle yemek) seyirciye aktarmaya çalışırken, seyircinin japonlar hakkında çok fazla bilgi sahip olmamasını göz önünde bulundurarak, hikâyenin hülasasını kültürel metotlara başvurarak çıkarıyor ve kendisinden o kültüre dair yeni şeyler öğrenmiş oluyoruz.

    “evli evine köylü köyüne” sözünün altına mesaj gizleyen yönetmen, ne yazık ki bazı gerçekleri değiştiremeyeceğimizi ve adaletle savaşamayacağımızın garantisini veriyor.
74 entry daha
hesabın var mı? giriş yap