3 entry daha
  • popülarite ve politik söylem açısından bob marley'le kıyaslandığını okumuştum; ancak bildiğim kadarıyla askeri yönetim marley'nin evini yakıp, annesini balkondan atıp, kendisinin de kafatasına kalıcı hasarlar verdikten sonra cayır cayır yanan eve itfayenin gelmesini önlemedi. bu şartlar altında nijerya'da kendi yarattığı müziği yapan kuti, pantolonu sömürgeci bir giyecek olarak gördüğünden birkaç konserinde bildiğimiz donla etrafı coşturmuş. ignatius reilly de pantolon endüstrisini içerden sabote etmeye kalkmıyor muydu? ne alakaysa. annesinin ülkenin ilk feministlerinden olmasına ve devrimci söylemlerine rağmen pek çok kaynakta cinsiyetçi olarak tanımlanmış kuti. konserlerde arkasındaki 20 kişiden oluşan kadın korosunun çoğu eşiymiş ve çıplak ayakla şarkılarını söylerken bir yandan da kuti'nin bebekleri karınlarına tekme atmaktaymış içerden. bıraktığı miras ise çok zengin ve çok katmanlı; bir water no get enemy olsun, bir black president olsun, bir yellow fever olsun, bir zombieolsun; bir olsun bizim olsun.
    aidsten öldükten sonra kendisi için red hot and riot albümü kaydedildi. oğlu femi kuti'den common'a, macy gray'den tony allen'a, kelis'e kadar falan kuti şarkıları söyleyen bir karışık ve güzel grup. albüm kapağında "siz şu anda bu albümü tutarken afrika'da 150 kişi daha aidse yakalandı" yazıyor.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap