1 entry daha
  • polislerin yakınında, araba içinde tecavüze yeltenecek kadar aptal bir tecavüzcü bir katilin, nasıl olur da bu kadar kurbanını öldürdükten sonra yakalanamamasına hayret edebileceğimiz, kurguda zorlama hissettiğimiz film.

    şu çok açık ki; argento'nun sinemasında, daimi bir arayış söz konusudur, opera 'daki müzik, intikamcı kuş; trauma 'daki orjinal adam öldürme aleti [boğaza geçirilen ince cisim ve kesmeye yönelik makine]; suspiria' da daha önce işlenmemiş cadı & şeytan ve mürit ililşkisi, kız yurdu, rest 'de; internet üzerinden poker, v.b. öğeler, hep argento'nun arayışıdır; çok ilginçtir ki; bu adam italyan korku sinemasına bu tarzıyla adını yazmıştır.

    bu filmin çok açık gerilim öğesi de; duvardaki asılı yağlı boya resimlerdir, sergilendikleri müzelerdir. ve esas kızın malum sendromu..

    hep bir arayış vardır, hep bir masum kızın, insanı deli eden kimi zaman aptalca, kimi zaman da hastalık boyutunda yanlış zamanda yanlış hamlesi vardır. katiller, kötüler, cadılar, filmin sonunda hep aptalca bir hamleyle yakalanırlar, öldürülürler.

    hesaplaşma hep "ben manyağım, sonuçtan ziyade sonuca giden yolda bu manyaklığımı gösteririm." zihniyetiyle katil zaten gözümüzün önündekidir.

    bu filmde ayrıca; kötü adam filmin başında gösterilir ve bunu da argento'nun diğer filmlerinden ayırabileceğimiz; "vay be katil polismiymiş..?" nidamız açısından eksiklik olarak görebiliriz.

    ya da çok sözünü ettiğim argento arayışı olarak.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap