• horatius'un, ardından şu dizeleri döktürdüğü savaş;

    [belirtmekte fayda var; bu ode yazıldığı günlerde, octavianus, augustus ünvanını alıyor, senato tarafından tanrı katına çıkarılıp, ibadethanelerde adının zikredilmesi sağlanıyordu. yani bu ode, augustus'a övgü niyetiyle yazılmıştır.]

    hangi adama veya hangi kahramana rübabınla
    [bir tür saz] veya keskin flütünle, kasideler çağıracaksın ey clio?
    hangi ilaha? şen yankılar onun adını tekrar edecektir?

    ister helicos'un gölgeli vadilerinde, ister pindus veya buzlu hemus üzerinde,
    (o hemus ki, ormanları, şarkı çağıran oprheus'un arkasından yürüdü; ve bir ana sanatıyla ırmakların coşkun aşıkları ve tez rüzgarlar dururken, şarkı sesinin füsunu, saz nağmelerine takılmış çamları arkasından sürüklerdi.)

    dilimizin nakaratı olan baba'ya duadan evvel ne diyebilirsin?
    o ki insanların ve ilahların işlerini idare eder
    ve değişik mevsimler yoluyla denizin ,
    toprağın ve dünyanın akışını nizama sokar.

    o kendisinden daha büyük veya kendisine benzer
    veya kendisine yardımcı hiçbir şeye vücut vermez.
    yalnız, ondan sonra pallas birincilik şerefleriyle örtülüdür.

    savaşlarda cesaretli liber, seni unutmayacağım,
    ne seni, vahşi hayvanların düşmanı olan, bakire;
    ne de seni, ey oklarının isabetiyle korkunç febus..

    biri atları, öbürü yumruklarıyla ünlü alcides ile
    leda'nın çocuklarını da söyliyeceğim.
    onların ak yıldızı gemiciye parlar parlamaz,
    kaynaşan köpükler kayalardan çekilir, rüzgarlar düşer,
    bulutlar dağılır ve göz korkutucu dalgalar, onların istedikleri gibi, denizin içine çöker.

    onlardan sonra, önce romulus'u, pompilius'un rahat
    ve sakin saltanatını, tarquinius'un azametli baltalarını
    ve cato'nun asaletli ölümünü söyleyeceğim.

    regulus ve scarus'ları ve punik ve fabricius zaferlerinden sonra
    büyük ruhunu özgürce harcayan polus'u da
    mousam [esin perisi] sayesinde övüp şereflendireceğim;

    sonra, sert fukaralığın,
    baba ocağıyla lar'larının her ikisini de
    sırf savaş için yetiştirdiği curius ile camillus'u.

    marcellus'un şöhreti ise,
    zamanın gizli tesiriyle bir ağaç gibi, gittikçe büyümektedir.
    julianus'un yıldızı, hepsinin arasında, tıpkı madun ışıklar ortasında ay gibi parlıyor.

    insan cinsinin babası ve bekçisi ey zuhal yıldızının altında doğan,
    caesar'ın mıkadderatının kaygıları sana düştü
    ve caesar, senden sonra hüküm sürer.

    ister latin dünyasını tehdit eden part'ları tam bir zaferle kendine rametmiş;
    ister, şarka doğru ser'lerle hindu'ları itaate getirmiş olsun.

    o, seneden sonra, bu geniş kainatı, adaletle idare edecektir;
    ve sen gerdunen altında olympos'u sarsacaksın
    ve ulu ormana karşı kerahet işliyenlere öc alıcı yıldırımlarını göndereceksin.

    çeviren: yakup kadri karaosmanoğlu , 1931
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap