otel müdürünün yardımcısı
-
edip cansever'in oteller kenti eserinin eros oteli bölümünde yer alan bir şiiri.
taş kovuğundan düz kumlara seğirten
mor gözlü, arsız bir ahtapotun
–her bitisi bir başlangıca ekleyen
sürekli –
o doyumsuz seyircisiyim ben.
bugün 'daha başka'larla donanmış her yer
diyor içinden, ne güzel bir gün olacak
şunlara bak, şu yabani yaseminlere
açalyalara, sarı salkımlara bak
nasıl da koparıyor kendilerini
dünyanın uçsuz bucaksız boy aynası önünde.
bakalım bugün kimler gelecek
kimler ayrılacak otelden
diye düşünüyor ki, o anda
iki kişi giriyor içeri, iki genç kadın
yokluğuna alışık iki yaz şemsiyesiyle
yürüyorlar yavaştan, önünden geçiyorlar onun
duruyorlar az ötede -tam orada, evet-
bir şeyler konuşuyorlar otelciyle - bir şeyler, bir şeyler-
ansızın yere eğiliyor biri, ikiye bölünüyor biraz
ve doğruluyor hemen, o doğruluyorken
nedense öteki eğiliyor bu kez de
sürdürüyorlar eğilip kalkmayı böyle bir süre
bir geçit, bir tünel, ya da
avını bitirmemiş bir hayvan ağzı
belleğinden taşarak -girişteki kadının-
doluyor gözbebeklerine.
otelci iri bir kurabiye uzatıyor onlara
daha önce bölerek ortasından
birleştirerekten sonra da -bir iki kez yineleyerekten bunu-
uzatıyor kurabiyeyi ve
kayıyor tezgâhın altına usulca
yalnızca bir kolunu görebiliyoruz artık
-bir kolunu, bir kolunu-
kadınlarsa -iki genç kadın- şimdi
katıla katıla gülüyorlar buna
gittikçe daha çok gülüyorlar, daha çok, daha çok, daha çok
ve yorgun ve bitkin yığılıyorlar bir koltuğa
yerleştiriyor gözlerine bir opera dürbününü
otelin girişindeki kadın
bir uzak bir yakın camını sürekli
değiştiriyor bakarken
tanrım! bu gidiş geliş 'her şeyler' arasındaki
bu sokuluş, bu iç içe geçiş
durmadan sunmuyor mu bana -diyor içinden-
dünyayı bir haz akvaryumu gibi.
yeniden açılıyor kapı, yeniden
yan yana, sırt sırta, arka arkaya
ön öne, saç saça, dudak dudağa
birileri, birileri, birileri
birileri, birileri, birileri daha...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap