1 entry daha
  • tam hali şu şekilde olan edip cansever şiiri:
    asansör mü dediniz -öyleyse ne dediniz-
    hayır işlemiyor, bozuldu çoktan
    söküp götürecekler yakında
    gül ağacından bir gül gibi
    alıp götürecekler bir gün nasılsa
    kim bilir
    belki de çok süslü bir tabut yapacaklar ondan
    asansörden bir tabut.

    yaşlı bir kadın sesi (mavi satenler giymiş.)
    bir aşağı bir yukarı
    indirip çıkartmak için
    indirip çıkartmak için isa'yı

    belki de
    masa, kanepe, konsol
    gibi bir şeyler -neden olmasın-
    ama bana kalırsa
    -evet, size kalırsa
    kuyruklu bir piyanoya
    eklemeli bu sevimli gül sesini

    do re mi fa
    do re mi gül
    do re mi fa
    do re mi gül
    böylece
    unutulmuş bir otel konçertosu
    bizim olurdu bir daha

    çok konuşan iki kişiydiler
    iki kadın -iki erkek de olabilir-
    yıllarca, ama yıllarca konuştular
    asansörün başında
    söyleşip durdular her gün
    sabahtan akşamlara dek
    akşamdan sabahlara
    sonunda bir iki sözle
    sonunda bir iki sesle konuşur oldular
    asfalt bir yolun gidip gelişi gibi
    o kadar benzediler ki birbirlerine
    bir kişi olup çıktılar
    karlı ve çiçekli bir günde
    karlı ve güneşli bir günde
    karlı ve karlı bir günde.

    geçmişte kalan bir çay saatinde sanki
    o kadar kıpırtısız
    saatsiz, müziksiz ve aynalarsız
    ve dünyanın nereden bakılırsa bakılsın
    sadece yuvarlak olarak kaldığı
    kalıverdiği bir çay saatinde sanki
    gövdesiz, giysisiz, gömütsüz
    bembeyaz bir belirsizlik gibi
    karlara karıştılar.)
hesabın var mı? giriş yap