the charlatans
-
tepebaşı'nda amerikan konsolosluğunun hemen karşısında şişhanenin dibinde giriş katında oturuyorum.
eski hikaye...
asmalı'da deri tabaklayanların orada bir küçük atölyeye çağırdılar bizi, bir küçük rakı içtim ortam çingen, ortam ot duman olmuş, kafam değişti, rakılı gırlı kıyak vaziyette dönmüşüz eve
bu adamlara sardığım yaz, açtım seti anırtıyorum.
5 cd alan aiwa bir set var bende haznenin birinde bu
diğerinde rage against the machine
öbüründe stone temple pilots
kalanı daha eskilerden bazı şeyler.
gecelerden şarlatan, yaz gecesi ama.
lakin böyle ağız şaplatır gibi bir ses geliyor cak cak cak fondan.
cd bozuk sandım, kısıyorum olmuyor, ekolayzırı oynuyorum olmuyor.
taktım buna.
kapadım komple.
cak cak cak
cak cak cak
devam ediyor ulan
anladım ki bir yerden geliyor ama nerden.
beynimde şarlatan dönüyor ben şaklatmadayım.
odada aradım, lavaboda aradım.
sesler konusunda zaaafım vardır, nereden geliyor o ses konusunda acayip kötüyüz.
kendimi dışarda buldum.
şişhanenin asfaltına yürüdüm.
o zamanki asfalt teknolojisi daha eriyik, taksimden aşağı sallanan arabaların lastikleri meğer o asfaltta döndükçe şakada şukada inceden bir ses yapıyor.
normalde yakalanacak şey değil.
bizim kafa yakalamış.
yerçekimini bulsam o kadar sevinirdim.
üzerimden 16 kapılı bir gardrop indi.
oh be dedim.
geri döndüm.
açtım şarlatanları.
o albüm us and us only idi.
oradaki favori şarkımsa my beautiful friend.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap