31 entry daha
  • tepebaşı'nda amerikan konsolosluğunun hemen karşısında şişhanenin dibinde giriş katında oturuyorum.
    eski hikaye...
    asmalı'da deri tabaklayanların orada bir küçük atölyeye çağırdılar bizi, bir küçük rakı içtim ortam çingen, ortam ot duman olmuş, kafam değişti, rakılı gırlı kıyak vaziyette dönmüşüz eve
    bu adamlara sardığım yaz, açtım seti anırtıyorum.
    5 cd alan aiwa bir set var bende haznenin birinde bu
    diğerinde rage against the machine
    öbüründe stone temple pilots
    kalanı daha eskilerden bazı şeyler.
    gecelerden şarlatan, yaz gecesi ama.
    lakin böyle ağız şaplatır gibi bir ses geliyor cak cak cak fondan.
    cd bozuk sandım, kısıyorum olmuyor, ekolayzırı oynuyorum olmuyor.
    taktım buna.
    kapadım komple.
    cak cak cak
    cak cak cak
    devam ediyor ulan
    anladım ki bir yerden geliyor ama nerden.
    beynimde şarlatan dönüyor ben şaklatmadayım.
    odada aradım, lavaboda aradım.
    sesler konusunda zaaafım vardır, nereden geliyor o ses konusunda acayip kötüyüz.
    kendimi dışarda buldum.
    şişhanenin asfaltına yürüdüm.
    o zamanki asfalt teknolojisi daha eriyik, taksimden aşağı sallanan arabaların lastikleri meğer o asfaltta döndükçe şakada şukada inceden bir ses yapıyor.
    normalde yakalanacak şey değil.
    bizim kafa yakalamış.
    yerçekimini bulsam o kadar sevinirdim.
    üzerimden 16 kapılı bir gardrop indi.
    oh be dedim.
    geri döndüm.
    açtım şarlatanları.

    o albüm us and us only idi.
    oradaki favori şarkımsa my beautiful friend.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap