3 entry daha
  • doğayı nasıl olduğu gibi görmekten öte incelemek gerekiyorsa tanrıyı da yine o şekilde incelemek gerektiğini anlatır. spinoza tanrı kelimesini: "tanrının özünü meydana getiren akıl ve irade, bizim aklımızdan ve irademizden büsbütün başkadır ve onlara ancak ad bakımından benzerler, tıpkı köpek denilen burcun bu addaki hayvana ancak ad bakımından benzemesi gibi." örneği ile kalıba ve insana sığdırmaktan öteye geçer.

    nietzsche'nin bengidönüşsel doğa ile alaşağı etmeye çalıştığı -hatta bence başardığı- deus'u, spinoza ise belki önceki tanrılara özlemle belki de çağının anakronizminin hudutları sebebiyle bir kalıptan uzak ama var olan bir halde tutmuştur.

    "öyle ki, doğanın mucizelerinin gerçek nedenlerini araştıran ve doğal olaylara bir budala gibi hayretle bakmak yerine onları bir alim gibi anlamaya çabalayan insan; avamın, doğanın ve tanrıların yorumcuları olarak taptığı kişilerce dile düşürülür ve sırtına sapkın ya da dinsiz yaftası yapıştırılır."

    "doğada herhangi bir şey bize gülünç, saçma ya da kötü gelirse, bunun nedeni nesneler üstünde yalnızca sınırlı bilgi sahibi olmamızdır, doğanın bir bütün olarak düzenini ve tutarlılığını bilmediğimizdendir; her şeyin kendi aklımızın buyruklarına göre ayarlanmasını istediğimizdendir. aslında aklımızın kötü dediği şey, evrensel doğanın düzen ve yasaları bakımından kötü değildir. yalnızca, ayrı olarak düşündüğünüz kendi varlığımızın yasaları bakımından kötüdür. iyi ve kötü sözcükleriyse, tek başlarına ele alındıklarında kesin hiçbir şey anlatmazlar. çünkü tek ve aynı şey, aynı zamanda hem iyi, hem kötü, hem de hiçbiri olabilir. söz gelimi müzik üzüntülü kişiye iyi gelir, yas tutanlara kötü, ölüler içinse anlamsızdır."
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap