gülten akın
-
on üç, on beş yaşında;
“babası ikinci askerliğinden yeni dönmüş
avlular, avlular büyümek için dünya sarnıcı silme
ikindi avlular
ili yozgat. bozlak yaylasının öte ucunda cami ve saat kulesi
ikinci dünya savaşının yukarı çatak suyunda ve mezarlıkta
fazlaca oyalandığı yıllar
esnaftan biri ibrik gibi duruyor orda ve ağaçlar insanca.
ve yataklar suyu diriltiyor.
dedesi kavurgalı hoca nurettin efendi mevlana yunus söyler.
uykusuz eyerler gümüş kaşlı kemerler fişeklikler avdan dönen somurtkan amcalar
dördüncü anneannesi aşraftan ve coğrafyasever
küçük gülten dalgın temizlik mümessili taş mektep birincisi
niçin yahudiler aradı rençberler kimsesiz duvarlar?..
kimse kestiremez önlüğünün cebinde ne var
kimse, leylek mi kutsal baca mı?
ağaçlar niçin insanca zengin?
niçin sevmedi cebeci ortaokulunu?
niçin beşer beşer çıkar merdivenleri?
çam kokusu ön alır ve hemeninden söylenceler
çökeltir dibe
yeşil sürülü çarşı
güzel oturmuş ambar
buğday yuvarı: yüzü
aynalı hamamın soyunma bölümünde ailecek gizli yenen yemek
havsalası destan alır
beş çocuk ve yirmi milyon insan
beşer beşer çıkar merdivenleri
orta iki’de yaşar’ı sevdi
yaşar ki onun için silmek istedi
kendini ve her şeyi. onun adına
dolandı uzun bir gölge halinde
başkent sokaklarını. üstünde bir
arkadaşının subay giysisi
sonsuz sınıf arkadaşı
önlüklü küçük azize
uzağa bakma delisi
kış gününde at kaldırır
alçakgönüllü:
karnesinde bir de ‘iyi’ var”*
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap