6 entry daha
  • 2 numaralı saturasıyla roma'da başlayan erkek erkeğe, sapkın ilişkilerin (herkesin cinsel tercihlerine saygım var, bu tabir şairin kendine ait. beni kategorize etmeyin lan!) hakkında demediğini bırakmamış; "ah güzelim, nerede o eski erdemli latin çiftçileri" de demiş satirist.

    beyefendi çılgın değildir. muhafazakardır. eminem gibi karşı çıkmaz mevzulara -canımı sıktınız veyahut, başıma ne büyük bela getirdiniz yahu!- diyerek çemkirmez. aksine, toplumu oluşturan ne varsa, değer kaybına uğrayan, işte onları özlemle anar. tabi ki sinirlidir. çünkü o bir satiristtir. o, horatius gibi satura yazamaz. o sırtını imparatorluğun kuvvetli surlarına ve kapı gibi augustus'a dayamadı. o imparatorluğun oldukça azap dolu günlerine denk geldi. delisi, komplekslisi, manyağı türlü imparatorla uğraşmak zorundaydı. sanıyor musunuz, juvenalis de kimi çağdaşları gibi mevkii peşindeydi? evet peşindeydi ama şöyle düşünün; -her zaman verilen örnek- olayları kendi zaman dilimleri içinde değerlendirmeli; -işte fatih 'e de kardeş katili demememizin sebebi de bu deği midir?- zaman kendisine benzeterek yoğurur insanları.

    efendim bu entry'mde diğer saturalarına değil de yine ve yine 2. saturadan bahsetmek istiyorum. zira; juvenalis, 3. saturasında "ne işim var roma'da?" diye sorarkan (bkz: juvenal/#7451797) aslında şunu kastetmiyor muydu:

    "ben değil, roma değişti. roma gidemeyeceğine göre, kim gitmeli?"

    gidenler, kalanlar hep birlikte roma'nın daha da yozlaştığına şahit oldular. roma'nın o dönemki yoz kültürüne şöyle bir göz atmak isteyenler için:

    petronius un, satyricon eseri birebirdir.
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap