4 entry daha
  • mükemmel bir sınıf çatışmasına sahne olan cumhuriyet.

    pleb adelliği oluşturulduktan sonra, patriciler kurul adelliğini oluşturdular. konsüllük pleblere açıldıktan sonra, plebler hem diktatörlüğü hem de çensörlüğü ellerinde tutabiliyorlardı. mö 337'de, ilk pleb pretörü seçildi.

    mö 342'de, iki kayda değer yasa yürürlüğe kondu. bu iki yasadan biri herhangi bir anda bir makamdan daha fazlasını elde tutmayı yasakladı. öteki yasaysa herhangi bir magistranın herhangi bir makama yeniden seçilmeyi istemesi için beklenecek bir on yıllık aralık gerektiriyordu.

    bu yıllarda, tribünler ve senatörler giderek yakınlaştılar. senato arzuladığı amaçlarına ulaşmak için pleb makamlarını kullanma gerekliliğini fark etti. tribünleri kazanmak için, senatörler tribünlere büyük oranda güç verdiler ve tribünler de kendilerini senato'ya karşı sorumlu hissetmeye başladılar. tribünler ve senatörler birbirine yaklaştıkça, pleb senatörleri kendi ailelerinin üyeleri için tribünlüğü ele geçirdiler. zamanla, tribünlük daha yüksek makamlara bir sıçrama tahtası durumuna geldi.

    mö 4. yüzyılın ortalarında, concilium plebis "ovinius yasası"nı çıkardı. erken cumhuriyet zamanında, yalnızca konsüller yeni senatörleri atayabiliyorlardı. ovinius yasası, oysa, bu gücü çensörlere verdi. bu yasa çensörlerin yeni seçilmiş magistraları senato'ya atamasını da gerektiriyordu. bu noktada, plebler çoktan pek çok magistra makamını ellerinde tutuyorlardı. böylece, pleb senatörlerinin sayısı iyice artacaktı. oysaki, eğer iyi tanınan bir siyasetçi ailesinden değilse bir plebin senato'ya girmesi zordu, bu nedenle yeni bir patricimsi pleb aristokrasisi doğdu. eski soyluluk yasa gücü sayesinde varolmayı sürdürüyordu; çünkü yalnızca patricilerin yüksek makamlara adaylığını koymaya izni vardı. yeni soyluluksa toplumun sayesinde ayaktaydı. bu itibarla, yalnızca bir devrim bu yeni yapıyı çökertebilirdi.

    mö 287'ye gelindiğinde, ortalama bir plebin ekonomik durumu yoksullaşmıştı. sorun yaygın borçlanmadan kaynaklanıyormuş gibi görünüyordu. plebler devletten para yardımı talep ettiler; ancak senatörler sorunlarının üzerine eğilme isteğini reddettiler. sonucu ise son pleb ayrılığıydı. plebler janiculum tepesi'ne çekildiler. ayrılığı sona erdirmek için bir diktatör atandı. diktatör, pleb konseyi'nce değerlendirilmiş herhangi bir yasa tasarısının önce patrici senatörlerce onaylanması gerekliliğini sona erdiren bir yasayı (hortensius yasası) yürürlüğe soktu. bu, herhangi bir pleb konseyi yasasının tam yasal güce sahip olmasını gerektiren ilk yasa değildi. pleb konseyi mö 449'daki özgün valerius yasası'ndaki değişiklik sırasında bu gücü edinmişti. bu yasanın önemi; patricilerin plebler üzerindeki son silahının da zorla elinden alındığı gerçeğiydi. sonuç olarak devlet üzerindeki denetim seçmenlerin eline değil de yeni pleb soyluluğuna düşmüş oldu.

    plebler sonunda patricilerle siyasal eşitliğe ulaşmışlardı. yine de, ortalama bir plebin kötü durumunda herhangi bir değişiklik olmamıştı. birkaç pleb ailesi eski aristokratik patrici ailelerinin hep sahip olmuş olduğu mevkiye yükselmişti; ancak yeni pleb aristokratları ortalama bir plebin kötü durumu hakkında eski patrici aristokratlar kadar ilgisizleştiler.

    hortensius yasası'nın büyük başarısı patricileri plebler üzerindeki son silahlarından yoksun bırakmasındandı. böylece, erken devrin en büyük siyasal sorunu çözülmüştü. bu itibarla, mö 287 ile mö 133 arasında önemli siyasal değişiklikler olmayacaktı. bu devrin önemli yasaları hala senato tarafından çıkarılıyordu. aslında, plebler ellerindeki güçten hoşnuttular; ancak onu kullanmaya önem vermediler. bu devirde senato üstündü; çünkü devre dışişleri ve askeri siyaset egemendi. bu, roma cumhuriyeti'nin askeri anlamda en etkin devriydi.

    bu devrin son on yıllarında pek çok pleb için ekonomik durumda bir kötüleşme görüldü. uzun askeri seferler yurttaşları savaşmaları için çiftliklerinden ayrılmaya va bakımsız kalmış çiftliklere dönmeye zorluyordu. toprak sahibi aristokrasi, batkın yurttaşlardan çiftliklerini indirimli bedellerle alıyordu. emtia fiyatları düştükçe, pek çok çiftçi çiftliğinden bir kazanç sağlayamadı. sonuç, sayısız çiftçinin büyük iflasıydı. işsiz pleb yığınları kısa zamanda roma'ya ve böylece de yasayıcı kurulların rütbelerine akın etti. ekonomik durumları, kendilerine en çoğunu sunan adaylara oy vermelerine neden oldu. refah için halkçı herhangi bir önderi umacak yeni bir bağımlılık kültürü doğuyordu.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap