8 entry daha
  • birçok kliseye uymamasi açisindan takdire sayan bir filmdir.
    normalde filmin türüne göre belli duygusal etkileri uyandirmak için kullanilan belirli uyaricilar kullanilmadan seyirci üzerinde istenen etki yaratilabilmistir.
    örnegin müzik. yahudi soykirimi anlatilirken klezmer çalmak, korku filminde yaylilari uzun uzun germek gibi. bu filmde t sonsuza -ya da 141'e- giderken sifira giden bir müzik kullanimi var.
    ikinci uyaran görüntü. çesitli filtreler kullanarak rengarenk görüntülerle seyirciyi etkilemek -sari ile hüzün, mavi ile huzur, kirmiziyla gerilim gibi- mümkünken bu filmde böyle bir yönteme de basvurulmadigini görüyoruz.
    üçüncüsü ise duygusal sahneler. film türlerine göre degisen; dramalarda ölüm sahnelerinde hüngür sakir aglayan kendini yerden yere atan insanlar, korku filmlerinde çiglik çigliga bagiranlar seyircinin o an hissetmesi gerekenleri ona dikte eder gibidir. bu filmde böyle seylere de rastlamiyoruz. en fazla bir iki damla gözyasi ve kan görüyoruz. çocuklar bilmis laflar edip acikli ifadeler takinmiyorlar.
    kisaca yönetmen elindeki malzemeyi heba etmiyor, hisleri, zamanin geçisini, fakirligi, mutlulugu küçük sembollerle (kuru boyalar, küçük kizin sekerleri, balkondaki çiçekler, yerdeki oje lekesi vs.) anlatiyor. seyirciyi belli seyleri hissetmeye zorlamadan, hikayesini duyarli,içten ve sade ama son derece etkileyici bir sekilde anlatiyor.
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap