8 entry daha
  • eren odabaşı'nın altyazı dergisi'indeki yazısında belirttiği üzere bu film godard'ın sinemasal tavrının üstüne bir şeyler koyma veya godard'ın politik mirasını devralma iddiasında/kaygısında değil. sadece godard'ı merkezine alan eğlenceli bir michel hazanavicius filmi. zaten fikrimce de godard gibi bu kadar büyük ve tartışmalı bir figür ancak bu şekilde ele alınabilir yoksa bir yandan onun sinema felsefesi, biçimi, uygulama şekilleri vs. ile alakalı akıl dünyasının izinden giderek godard'ı ele almak hem de bu mirası sırtlayıp ileri taşıyabilmek kolay kolay kimsenin altından kalkabileceği bir iş olmaz.
    filmde 60'ların renk paletinin oluşturulması yanında baştan sona tüm ekranı dolduran duvar yazıları, zaman zaman dördüncü duvarın yıkılması, anlatımda ses ve görüntünün deneysel biçimde -ama hazanavicius'un eğlenceli üslubuyla- kullanılması gibi godard filmlerine yapılan göndermelerle dolu. ve hatta bu durumda godard'ın hayatının kendisi de kendini anlatan bir filmde kendi filmlerine yapılan bir atfa dönüşmüştür. biraz karışık oldu. şöyle ki; godard filmlerinde basit, içi boş bir aşk hikayesi kullanmıştır. zira bu tarz hikayler içlerinin boş olması sebebiyle kullanışlıdır. godard da bu durumdan istifade ederek bir yandan seyirciye aşk hikayesi gösterirken bir yandan da hikayenin içini o sırada ilgilendiği tartışmalarla doldurur. bu filmde de esas hikaye anne ve jean luc'un fırtınalı aşkları ve ayrılıklarıdır ancak hikayenin içi yaşanan toplumsal olaylar ve bunlar karşısında godard'ın duruşu, iç çatışmaları, sinemasal anlamda yaşadığı fikirsel değişimler vs. ile doldurulmuştur.
    filmde godard'ın merkeze yoğun şekilde alınması yüzünden anne wiazemsky'ye yeterli alanın açılmadığı eleştirisine de çok katılamıyorum. film anne wiazemsky'nin kitabından uyarlandığı ve özellikle wiazemsyk'nin godard ile yoğun bir ilişki yaşadığı 1-2 senelik dönemi kapsadığı için godard o dönemde wiazemsky'nin görüşünün nasıl merkezindeyse filmin de aynı şekilde merkezinde.
    yalnız filmle alakalı godard herhangi bir şey söylemiş mi bilemedim. acaba izledi mi? izlediyse ne düşündü merak ediyorum.
    bir de son olarak en son mal de pierres filminde izleyip biraz da filmi sevmemem yüzünden çok ısınamadığım louis garrel'ın çok iyi oynadığını belirtmem lazım.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap