6 entry daha
  • (bkz: jean luc) ve (bkz: godard) ın farklı özneler olduğunu hissettiğimiz bir michel hazanavicius filmi. the artistin başrolü berenice bejoyu eş kontenjanından filmine dahil etmeyi de ihmal etmemiş.

    filmin pek çok güzel kısmı var. bunlardan ilki kesinlikle müzikleri, sonra sırasıyla 1968 dönemi politizmi, 60-70'lerin naif havası, paris arka fonu, ve evet stacy martin. hatunun çok güzel bir aksanı var ve sanat eseri kıvamındaki güzelliğine diyecek söz bulamıyorum.

    dziga vertov sinegöz'e de selam vardı, yönetmenlerin oyuncuları sürekli çıplak oynatmak istemesine de.

    yan koltuğumda filmi izleyen yaşlı bir çift vardı, beyefendi filmin anne wiazemsky'nin bir kitabından uyarlandığını ve birebir aynı olduğunu söyledi. fakat kitap fransızcaymış, yani onun okuduğu baskı, bu filmler bunun için güzel. böylelikle ülkenin kafası çalışan insanlar barındırdığını da görebiliyorsun.

    neyse konumuza dönelim, kitabın ismini bilen ve türkçe baskısını gören biri olursa yeşillendirsin lütfen.

    not : filmi başka sinema'da değil, cinemaximum'da izledim. çeviri berbattı, fragmandan çok daha farklıydı cümleler ve konuşmaların büyük bir çoğunluğu çevrilmemiş gibi geldi bana . godard'ın geçtiği yolların arka planındaki duvar yazıları bir tanesi hariç çevrilmemişti. zaten 100 dk olan film için 15 dk ara verdiler. başlangıç ve arada en az 20 dk reklam izledik. başka sinemaya alışan arkadaşlar cinemaximum'a uğramasın derim. keyifli seyirler.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap