5 entry daha
  • filmi yeni izleyebildim ancak(!) beklediğimden farklı olarak ortamlara düşmedi ya da ben bulamadım.

    aslında bu film açısından en net yorum ancak kitabı okuduktan sonra yapılabilir diye düşünüyorum çünkü eksik ve yanlış olanlar belki kitapta öyle anlatılmıştı ama kitapta daha farklı filme değişerek, çıkarılarak aktarıldıysa...

    filmin ilk bölümleri beklentimden de kötüydü ki beklentim düşüktü, oyuncular olmamış. hiç godard'ın hayatıyla ilgilenmeyenlerin düşüncesi farklı olabilir evet belgesel de değil ama gerçekte var olan kişiler filmin karakteriyse biraz gerçekçi bakmak ve ona göre eleştirmek yanlış değil.

    filmin anne'i anne wiazemsky'den çok jane birkin olmuş; godard da godard maskeli serge ilk dakikalarda resmen benim hissettiğim buydu, o kadar godard hatta şöyle bir resimlerine bakılsa yetecek o kadar wiazemsky değildi ki. neyse ki ortalarına doğru biraz daha iyileşti sanırım ben de filmi kabullendim; fazlasıyla hafif, komedi tarzında, gerçekliği siktir et, jean luc ve anne'in ilişkisi.

    68 dönemi, paris, godard yeterince bir filmi ilginç ve çekici yapacak unsurlarken bu dekora güvenerek çok çok zayıf bir film olmuş.

    aralarındaki ilişki ve godard hakkında kişisel gözlem üzerine çok güzel tespitler var ama sadece bunlarla kısa film olur.

    bunun yanında karakterlerin görüntüsü çok özensizdi, dekorlar dönemi yansıtsa da karakterlerin giyimi ve tavrı 60lar dekorunda modern çift gibiydi üstelik karakterlerin o dönemki görünümüne de uymuyor. dediğim gibi jane birkin'e daha çok benzeyen bir anne wiazemsky, olmamış, saç şekli ve rengi zaten anne değil anna*

    filmi çok ciddiye almazsanız, bildiklerinizi unutmaya çalışırsanız, o dönem sanki godard sadece iki film çekmiş gibi - maalesef buradaki boşluk imdbye bakarak bile doluyor... - kendinizi kandırırsanız komik sahneleri olan, basit göndermeleri olan hoş bir film diye gidilebilir.

    en az film kadar ''hafif'' ve ''özel hayatla ilgili'' bir yorum da kişisel olarak benden gelsin; yay erkeğiyle hayat nasıl onu çok güzel anlatmış film. keşke anne wiazemsky ölmeseydi de ben de o döneme ışınlanıp, seni çok iyi anlıyorum kız kardeşim* bu yay erkeklerini...diyerek teselli edebilseydim. sonlara doğru gerçekleşen olayın - godard'la ilgili - gerçekliğini sorguladım ama herhalde o kadar da yalandan bir sahne yaratılmaz doğrudur herhalde metafor gibi durmuyor ama bilemedim, şaşırdım.
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap