1 entry daha
  • antalya'da bir mekanın 3. nesil kahve yaptığını duyduğumda bir arkadaşımla heyecanla gitmiştik ve şöyle bir diyalog olmuştu.

    -kardeşim... falanca yöreden vi sikstiy alabilir miyim?

    che guevara dövmeli, gayet güzel kalıplı, saçları falan özenle taranmış garson bana ters ters baktı ve:

    -efendim?
    -vi sikstiy.
    -vi sikstiy ne lan? ve altmış desene... hey allahım...

    çok pis azar yemiştim resmen ama bu sanıyorum ki solcu dostumdan dersimi almıştım. bundan sonra fish burgere balık burger diyeceğim, ısrarla ve altmış diyecektim. sonra işte aylar aylar sonra bir sonbahar günü galatada yorgunca oturdum, arkama yaslandım ve laptobumu açtım. yine yalnız değildim. menüyü evirdim çevirdim, sözde kahve gurmesiyim ya... kahveyi ben seçecektim.

    -kardeşim bize filanca yöreden ve altmış göndersene.
    -efendim?
    -ve altmış.
    -vi sikstiy diyecektiniz galiba.

    garsona yakın olan elimde bir kasılma hissettim, orada boğacaktım ibneyi. kızın yanında düştüğümüz duruma bak. fau zehzig mi deseydim? ve suvesunt mu? sadece lanet olasıca bir v60 istiyordum dostum.

    -her neyse getir işte ondan...

    işte böyle bir şeydir bu demleme metodu. hiç istemeyin daha iyi, dandik porselen şekillerine 200 lira ödeyin yine de istemeyin kafede falan.
40 entry daha
hesabın var mı? giriş yap