20 entry daha
  • savaş zamanı sahneleri çağrıştıran sokak dekorları arasında ilerleyen sürücünün de düşündüğü gibi; almanya o denli parçalanmıştır ki, her birey başlı başına birer küçük devlet haline gelmiş, kendi belirledikleri bireysel sınırları içerisinde postmodern birer kolaj olarak metropol tablosunda bağımsız hareket etmektedir. peter falk un şapkaları denediği sahnede gösterilen; şapkayla beraber değişen maskelerin amacı gerçek kimliği saklamak, ve yabancılaşmış bireyselliği öne sürmekte başarılı olmaktadır filmde. savaş zamanı olan kitle psikolojisinden eser kalmaması, neredeyse bir karakterin çıkıp "nazi almanyasını özledim" diyecekmiş gibi hissetmemizi sağlıyor. bölünmüşlük hissi için ise sanırım duvar gibi somut bir etken varken bunu imgelere çekmeye gerek kalmıyor, "berlin'de kaybolmak imkansızdır, çünkü her zaman duvarı bulursun" sözü marx'ın hayalinden çok uzakta yaşayan bir halkın açık bir pes edişi ve kabullenişi ve umutsuzluğunu dile getirmeye yetmiştir filmde. postmodern sinemanın dönüm noktalarından olan ve david harvey'in de dediği gibi anlaşımlası ve tadına varılması için çaba gerektiren bir film".
143 entry daha
hesabın var mı? giriş yap