9 entry daha
  • ezidi inancında kutsal kabul edilen ruhani varlık, (bkz: düşmüş melek) diye de isimlendirildiği görülür. tavuskuşu ile sembolize edilir.

    inanışa göre;

    "...

    tanrı kendisini belli belirsiz bir an içinde yoktan var eder. beyaz bir kuş yaratır ve kuşun sırtına bir inci yerleştirir. tanrı kendisini o incinin içine hapseder ve kuşun sırtında alemi seyre dalar. kuş alemin bir yerinde ansızın durur. tanrı inciyi sayısız parçaya böler ve göğe doğru yükselir. boşluğa yayılan inci parçalarından güneş, yıldızlar, gezegenler, karanlık ve aydınlık çıkar.

    saçılan parçalardan biri dünya’dır. tanrı yeri ve göğü birbirinden ayırır ve der ki; “dünya şen olmalı.” tanrı kendisini boşlukta yok etmeden önce dünya şen olsun diye bir kuş yaratır; kuşun adı melek tavus’tur. melek tavus binlerce yıl boyunca ne olduğunu bilmeden dünya’nın etrafından dolanıp durur ve bir gün tanrı melek tavus’a “dünya şen olsun” der. melek tavus perşembe günü dünya’yı şekillendirmeye başlar, karanlığı aydınlıktan dağları denizlerden ayırıp toprağa can verir. tanrı melek tavus’a bir daha “dünya şen olsun” der. melek tavus tanrı’nın ne istediğini anlayamaz ve terlemeye başlar. terleri toprağa dökülür ve melek tavus ıslanan topraktan şekiller yapmaya başlar.

    daha sonra tanrı’ya elleri ve ayakları olan, yüz hatları belirgin topraktan yapılmış bir şey getirir. tanrı topraktan şeklin yüzüne doğru nefesini üfler ve “adı adem olsun” der. melek tavus adem’i alıp cennet’te bir yere götürür. ancak sonra tanrı’nın karşısına götürüp “tanrım, adem’in gözleri var görüyor, kulakları var duyuyor ama yine de bir şeyler eksik” der. tanrı beklediği bu soru karşısında melek tavus’a; “git ruh’la konuş ve ona de ki; tanrı adem’in bedenine girmeni istiyor”der.

    melek tavus, ruh’a gider ve tanrı’nın buyruğunu iletir. ruh da melek tavus’a “adem ölümlü müdür?” diye sorar. melek tavus ölümlü olduğunu bildirince de ruh; “o vakit git ve tanrı’ya şunu sor: adem öldüğünde ölen adem midir, ruh mudur?”

    melek tavus bu soruya aldığı cevabı ruh’a iletir ve “ölen sen değilsin, adem’dir” der. ruh tekrar sorar; “bu adem dediğiniz varlık zarar gördüğünde acıyı çeken adem midir, ruh mudur?”

    melek tavus, tanrı’nın huzuruna çıkıp bu soruya da yanıt alır ve tekrar ruh’un yanına gidip; “ölen de sen değilsin acı çeken de; yaşadığı sürece mükafatta adem’indir cefa da” der. ruh bunun üzerine mecburen adem’in bedenine girer. melek tavus, adem’in göbek deliğini düğümler ve ruh böylece adem’in bedenine hapsolur. melek tavus canlanan adem’i alıp cennet’e gelir.

    bunun üzerine tanrı, tüm melekleri ve adem’i huzuruna çağırıp tüm meleklere adem’e secde etmelerini söyler.
    biri hariç tüm meleklerin alnı adem’in önünde yere değer. tanrı secde etmeyen melek tavus’a “neden secde etmedin ey melek?” der. melek tavus büyük bir gururla “sen yeri ve göğü yaratan kadir-i mutlak olansın. senden başkasına inanmam, senden başkasını dinlemem ve ben senden başkasına secde etmem” diye karşılık verir. bunun üzerine tanrı, melek tavus’u araf’a atarak cezalandırır.

    melek tavus 40 bin yıl ağlar, 40 küp gözyaşı döker. 40 bin yılın sonunda tanrı, melek tavus’u affedip cennet’ine alır ve "sen artık meleklerin başı ve dünya’nın yürütücüsüsün” der. melek tavus bunun üzerine araf’ta biriktirdiği 40 küp gözyaşıyla cehennem ateşini söndürür ve dünya’yı yönetmeye başlar.

    ..."

    semavi dinlerde melek tavus, kibri yüzünden adem'e secde etmeyen ve tüm kötülüklerin kaynağı şeytan ile özdeşleştirilir, ama ezidiler bu yakıştırmayı hakaret kabul ederler o yüzden şeytanın adını anmayı ya da şeytanı temsil eden kelimeleri dile getirmeyi haram kabul ederler.ezidilere göre melek tavus, adem'e şeytan gibi kibrinden dolayı değil, tanrı azda'ya kusursuz bağlılığı sebebiyle secde etmemiştir, bu da onun asaletinin göstergesidir.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap