9 entry daha
  • orkestralarda fi tarihinden beri timpani çalıcılarının mekanının bir köşesinde duran bu alet, swing era'ya beş kala davulcuların "lan dur şunu bi ayağımın önüne koyayım arada bi tekmelerim* atraksiyon olur." diye düşünmeleriyle bugün herkesin aklındaki "bateri" imajının oluşmasının startını veren alettir. sonradan davul pedalı icat edilmiş, daha sonra kesmeyince twin pedal icat edilmiştir. tabi bu twin pedaldan önce iki bas davulu yan yana koymayı çoğu kişi akletmiştir. "düzenli aralıklarla" sözü eğer her vuruş başında diye çevrilebilirse seyirciyi gaza getirmekten çok "ulan ananızkym yeter kulağımı şeettin" diye ben dahil birçok kişiye söylettiği klinik olarak onaylıdır. tabi bu hareketi dave lombardo veya x grubunun y karizmatik davulcusu yaptığında önünde eğilecek birçok insan da vardır, aynı zamanda mod mekan bok püsür de denklemdeki değişkenlerdir, böyle tuhaf bir yapısı vardır. bas gitaristin tamamen bağımlı olduğu alettir, davulcu-basçı kavgaları da eğer aynı habitatı paylaşmıyorlarsa %80 ihtimalle bundan kaynaklanır. kros denmesi tamamen yanlış değildir (bkz: kros). ancak bildiğin davula "kros", "gros", "groskes" vs. denmesi imho gayet gereksizdir.

    davul setinin trampetten sonra demirbaş listesinde 2. sırada olan bu alet, raymond herrera kişisi doğduktan sonra bir daha eskisi gibi olmamıştır, zira dünya bas davulla riff yazma eylemini görmüştür, sonrası ise muamma..
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap