5 entry daha
  • izlerken sürekli, ben böyle bir şeyi nerede görmüştüm diye düşündürten film olmuştur bana öncelikle. daha sonra, hermaphrodite karakter boys dont crydan hatırlanılmıştır, filmin içlerinde bir yerlerde morrisseyin heat ve trash filmlerinden ufak sahneler görülmüş, david lynchi okulunda yeniden sahneye uyarlamış biri olarak jonathan caoutte bol bol lynchvari çekimler kullanmıştır. benimle birlikte izleyen arkadaşlarıma da nedense, çocuğun küçük olduğu sahneler sanki yönetmen tarafından yeniden çekilmiş gibi gelinmiş ve başka oyuncular oynatılmış hissine varılmıştır; fakat bilinen ve sonradan da anlaşılan odur ki bu görüntülerin hepsi, jonathan'ın sapık dedesi ve babaannesinin küçükken çektiği, ve jonathan'ın bilumum sapkın görüntülerini de barındıran eski kayıtların bu film ile birlikte gfün ışığına çıkmasıdır.

    filmin en etkileyici yerleri şüphesiz jonathan'ın 13 yaşlarında kadın kılığında çektirdiği sahneler (ki bunları da muhetemelen undergorund cinema ile tanışırken edindiği arkadaşları çekmiştir); ve en rahatısz edici sahnelerinden biri de, jonathan'ın annesinin 2002 sonlarında balkabağı ile yaptığı "smashing pumpkins" esprisini de barındıran delilikler silsilesi ve arkafondaki müziktir. film boyunca sorguladığım şeylerden biri, "ben böyle bir otobiyografi yapabilir miyim" olmuştur (tabii ki benimki böyle bir şey olmayacaktı ama). buradaki husus, çocuk bunu yaparken (çocuk dediğimiz adam olmuş 31 yaş) duygu sömürüsü de katmadı mı, ve bunu katmaktan da ziyade, "yahgu ben duygu sömürüsü yaptım diye gözükmedi mi acaba" diye düşündü mü? fakat, çocuğun, annesinin ve büyükebeveynlerin halini gördükçe, bulunduğu nevrotik halin ışığında zaten, "aslında belki de bunları paylaşacak birilerini arıyordu" dememe de vesile olmuştur. bilmiyorum, başlarda "konsantrasyon sorunu" yaşadığı söylenen çocuk bütün bu kurguyu ve montajı nasıl yapmıştır (belki de bu eksiklik sayesinde) ve kazandığı ödülü almaya gitmiş midir, nerelerdedir, şu anda neler hissediyordur.

    peki, burada, amerika gerçekleri ve kültürü nerededir, var mıdır, gerekli midir? bunları bilememekle birlikte, tekrar bu filmle amerika'nın bana her daim ürkütücü gelen bazı yönlerini tekrardan görmüşümdür. boys dont crya referans göndermişken farkedilmelidir ki, bu hikayenin ana karakteri de, abd'nin güney çölsel eyaletlerinden biri olan texastan çıkmaktadır. film içerisinde de texas ve new york arasındaki uçurum gibi farkların, jonathan'ın nispeten iyileşen ruh hali üzerindeki etkileri de barizdir. evlerinin arasında bile millerce mesafe olan texastan coloradoya, delawareden iowaya, akıl almaz mesafelerin, kültürlerin ve yaşayışların arasındaki devasa uçurumları düşünmek bile ürkütücü. türkiyede de bariz örnekleri bulunan, "işine gelince muhafazakar" bir yandan da sapkınlıklarından geçilmeyen aile örneklerinden, 60 sonları özgürlükçülüğüyle yola çıkıp ortada kalan ve nevrotikleşen bir "state of mind"a kayan bir ailesiz kuşaktan, bu kuşaktan ortaya çıkan "nereye ait olduğunu bilemeyen" x kuşağını da temsili gözler önüne süren, inarritunun september 11daki kısasındaki gibi karakterler-gibi-nevrotik geçişlere sahip olan, eski-yeni görüntüler ve görsellik içerisinde kaybolabildiğiniz, jonathan'ın annesi gibi olmaktan korktuğu dakikalarda "bu insan hakikaten samimi galiba" dedirten (ehh artık), bol bol rahatsız edici, yer yer "gördüm ben bunu" de muhteva eden, görülesi film. ne de olsa çok fazla film yok ortalıka 250 dolarlara çekilip, binlerce dolar kazandıran!!

    edit: son anda uyanılan ani bir mevzu (!) ile birlikte farkedilmiştir ki, jonathan bir yerlerde nevrotik bağırırken "from my own private idaho to new york" gibi bir takım sözler sarfedip, sanırım filmin yapımcılarından gus van santa da ufak bir gönderme yapmıştır.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap