56 entry daha
  • genel itibariyle, hakkindaki ovgulerin de yergilerin de, cogunlukla tek yanli ve temelsiz oldugu bir yazar. once ovguler:

    -iktidar yalakaligi yapmaz
    -medyanin carklarina kapilmaz, o sistemin de yalakaligini yapmaz.
    -arastirir, kimsenin ugrasmadigi konularda binbir turlu belgeyi, yolsuzluklari, irtica faaliyetlerini ortaya cikarir.

    herhalde turkiyedeki yazarlar arasinda en cok emin colasanin bu sekilde savunulmasi abestir. zira belli bir yasta olan, yazilarini takip eden ve ozellikle buyuk sehirlerde yasamis olan (devletle alaka bakimindan) cogu kisi emin'in minik kusunun aslinda bir sahin -sahinler desem de hala bir tarafima girmez mi- oldugunu bilir.

    o dosyalari, belgeleri, saadettin teksoy bilimselligi ve ugur dundar arastirmaci gazeteciligiyle bulmuyor, bulamaz da. o sahinler, birileriyle isleri ters gittigi zaman, bir mudahalede bulunmak istedikleri zaman, boyutca daha buyuk olan kuzenlerinden* bir sinyal aldiklari zaman atarlar eminin onune yemlerini, hadi oglum beline kuvvet derler. bu yazarliktan ziyade kalemsorluktur ve dedigim gibi emin'in (gokcek'e melih diyorsa kendi de alinmaz herhalde bu samimiyetimden) bu iliskilerinin dogasini sadece yazilari uzerine objektif degerlendirmelerle degil, cesitli kisisel deneyimlerle ve devletle alakali islerinin uzandigi koselerin aydinlanmasiyla da ogrenmis olan sayisiz insan vardir bu memlekette.

    [bu konuya bir de oteki acidan yaklasacagim biraz sonra ama simdilik demek istedigim, bu insani sirf "vay be ne arastirmaciymis" diye ovmenin yersizligidir]

    sadece kimsenin ulasamadigi, ulassa bile yazacak gucunun olmadigi birtakim bilgileri istisnasiz en dogru zamanda bulmasi (ve ne tesaduftur ki bu bilgilerin hep birtakim politikalara paralel olmasi) pek sasirtici gelmediyse, en azindan bu kadar kuvvetli insanla mucadele edip hala yerini kaybetmemis olmasi bir ipucu olsun. zira bu memlekette arkanda birileri olmazsa, onune geleni yuce divana gondertip, sonra da rahat rahat o koltukta oturamazsin. dunyanin en kurnaz, en tehlikeli ve yeterince kuvvetli olan bir belediye baskanina (hakli veya haksiz, ki sirf hedefi i melih gokcek diye alenen yalan ve uydurma olan sayisiz iddialarini da cabucak unutmayalim ) etmedigini birakip da hala gevrek gevrek gulemezsin. kimseye yedirmezler; zira bu ulkenin tarihi, birkac satir yuzunden omrunun yarisini hapislerde, surgunlerde tuketmis yazarlarla dolu.

    emin'in bunca yil ugrastigi insanlari, ugrastigi olaylarin boyutunu, ucunun dokundugu kurumlari dusunun. hangi paralel evrende yasiyorsunuz ki turkiyede bunlarin ustesinden, hem de bunca yildir cesaret, seref ve karakter ile (ki bu sonuncusuna diyecek lafim yok, epey uzak bir paralel evren olsa gerek) gelinebilecegini dusunuyorsunuz. kalemine uzanan elleri gagalayacak, gagalamak ne kelime, parcalayacak bir sahin olmasaydi, o cesur emin 10 sene oncesinden emekli edilmisti.

    emin'in medyanin ustunde ve o sistemin muhattabi olmamasi da tam da bu nedenlere dayanir, sovalyeligine degil. lakin bu baglamda gormezden gelinen daha buyuk gercek ise, onun daha da derindeki bir sistemin adami oldugudur. ozgur basin gazini arada vererek, tum kariyerini ve hayatini tam da ters yonde temellendirmis bir insandir yani.

    defalarca belirtilmis oldugu gibi, bu ulkede vahsi kapitalizm ve cikar iliskileri denince akla ilk gelen isim olan aydin doganin (ki bu adamla ve zihniyetiyle ilgili kisisel tecrubeleri bulunanlarin sayisi, eminin isinin icyuzunu bilenlerden eminim ki kat kat fazladir) da sadik bir muttefikidir (kulu degil). ne de olsa ikisi de ayni "derinlikteki" sistemle iliskilerini koklendirmisler, bir dengeye oturtmuslardir. dolayisiyla cervantesimiz yillar boyunca, emir uzerine, sayisiz yeldegirmeniyle savasmisken (bir kisminda yararli da oldu elbet) kendi evinin de bir yeldegirmeni oldugunu unutmus ve onu bu sekilde ovenlere de unutturmustur. ayni seyler yuce insan ve degerli hizmet adami murat karayalcinla ile olan tarihlerine bakinca da soylenebilir.

    simdi de gelelim yergilere
    -birilerinin parali kalemidir
    -surekli ayni yazilari yazar
    -uslubuna sicayim

    gorece onemsizden baslayalim; bu delikanli sovenist uslubu elbette onu dogru ahmet olarak goren beyinler icin bir tehlike arzeder, propaganda etkisi yaratir bir nevi. fakat yukarda bahsedilmis olan noktalar gozonunde bulundurulursa, bu uslubun da gucunu aldigi kaynagi ve motivasyonu belli olur, onemsizlesir. eger kurtlar vadisinde oyuncuysaniz, o sekilde konusur, bes dakikada bir aforizma osurursunuz. emin de benzer bir senaryoda rol almakta. bu acidan, uslubu onun zayif noktalarinin en onemsizi.

    surekli ayni yazilari yazmasi da tek basina yeterli bir elestiri degil. zira eger bir yazar onemli seyler hakkinda, dogrulari yaziyorsa bunlara dikkat cekmenin bir siniri yoktur. cetin altan da ayni fikirde yazilar yaziyor ama -en azindan bilimselligi ovmesi, hamaseti yermesi, saydamlasma ve sivillesme hakkinda- dogru yaziyor ve eger bu yazilari 5 sene once yazmayi kesseydi bircok genci fikirlerinden mahrum birakmis olurdu. [gerci o her seferinde farkli fikra, anektod, siir serpistiriyor, zaten cetin altanla emin'in yazarligini ne diye karsilastirir ki insan] evet, her 3 gunde bir olur olmadik melihe takmasinin, artik cagdisi kalmis bazi goruslerin, vatanseverlik adi altinda polemik yaratarak sovenist borazanligini yapmasinin mazereti yok; ama bir yazar sirf ayni konular hakkinda yaziyor diye her daim haksiz olmaz.

    gelelim asil elestiriye, yani yukarda bahsetmis oldugum gibi, sahinlerinin borazanligini yapmasina, "birilerinin" adami olmasina. yukarida soylediklerime -karsit degil- ek olarak sunu belirtmeliyim ki, eminenin (burada da "i. melih" gunlerini yad edelim) bu borazanligi birtakim yararli islere de yolacmistir. gercekten de bircok yolsuzluklara ve sadece sovenizmden ibaret olmayan yanlis giden bazi seylere dikkat cekmistir. dolayisiyla neden oldugu iyi olaylari sayan birine kalkip "ama bunu kimin besledigi belli" demek karsi tarafin savlarini cevaplamaz. sonucta teorik olarak, yazar olmasa da, bir kalemsor de yararli bir unsur olabilir.

    elestirilerin degerlendirilmesinin bittigi bu noktada hemen karsi tarafa gecip, taze taze su tespiti yapacagim: iyi de guzel kardesim, bu yararli kalemsorluk eminin basarisi degildir ki. sonucta guzel bir muzik duydugunuz zaman bu borazanin degil bestecinin marifetidir. besteci sesi begenmiyorsa borazani ativerir, yerine yenisini alir. dolayisiyla bu ulkede birtakim yolsuzluklar boyle zorlama birsekilde ortaya cikarilmissa bunun da kredisi o sahinlerindir.

    amma velakin, bunca yol aldiktan sonra tekrar basa donup saflik etmeyelim. o sahinler de kimsenin hayrina bu halti yemiyorlar, pozisyonlarini korumak, tehditleri savusturmak icin cabaliyorlar. mesutlarin, tansularin yuce divana gitmesi hesap kitap neticesinde olmus seylerken, ayni hesaplar aydinlarin, dinclerin, ertugrullarin hakkinda tutulmuyor nedense. daha dogrusu tutulan o hesaplar simdilik derin dondurucu da bekletiliyor. butun bu surec boyunca, arada sirada emin'in onunde bir kac ekstra birikiveriyor, -artik onemi olmayan, vadesi dolmus veya herneyse- birkac ayrinti, kirinti olusuyor masasinda, bunlarin periyodik kullanimiyla da halk adami veya yazar oluyor emin bey.

    ote yandan genel cizgisinin ne kisisel ozgurlukleri, ne halkciligi, ne saydamligi, ne sivillesmeyi, ne ekonomik gelisimi ve refah seviyesini ne de 21.yyin (18.yy mi desek) herhangi bir degerini icerdigi kesinlikle soylenemez. iste ben de bunu anlamiyorum efendim; yani bunlardan bahsetmeyerek, gercek yaralara gostermelik degil de gercekten parmak basmayarak, bu ilkeleri ve fikirleri bir kez olsun temelden ve tutarli sekilde savunmayarak, bunlara bir cikar ugruna sirtini saglam bir duvara yaslayarak degil, dogru olduklari icin hayatini adamayarak nasil oluyor da korkusuz, cesur, karakterli olunuyor, nasil oluyor da vatansever ve yazar olunuyor, gercekten anlamiyorum.
501 entry daha
hesabın var mı? giriş yap