2 entry daha
  • afrika kıtası için şöyle demişim bir vakitler:

    "
    kuzey'in, (g-7 diyelim) ya da sadece kuzey'in de değil dünyanın çöpe attığı, siktir ettiği koca bir kıta. küreselleşme, teknoloji, insanlığın her geçen gün ilerlemesi gibi büyük iddiaların nasıl bir safsata olduğunun canlı kanıtı. koca bir kıtanın yükselirken atılan kum torbası misali atıldığı bir dünyada insanlıktan, modernleşmeden nasıl bahsedilebilir?
    "

    son deprem (bkz: 26 aralık 2004 güney asya depremi) bizlere güney asya'nın da afrika yolunda olduğunu hatta belki de daha kötü bir durumda olduğunu göstermiştir. şimdilik 150 bin kişinin öldüğü bir olaydan bahsediyoruz. peki durum nedir? şudur: depremden sonraki ilk bir iki gün boyunca kuzey (yani g-7) olup bitenleri hiç de önemsememiştir. hatta avustralya bile. keza türkiye de. ki daha o günlerde bile ölü sayının yüzbinlere varacağı ayan beyan belliydi. bu ilgisizlik aslında şöyle bir bilinçaltından kaynaklanıyordu: oralarda olur böyle şeyler, insanlar 30'ar biner, 40'ar biner ölürler. ancak daha sonra uluslararası medya ve bazı ülkelerin, şahısların "hop bi baksanıza ya" demesiyle işin ciddiyetinin ancak farkına varılmıştır. (denecektir ki g-7'nin noel telaşı da vardı. esasen bu, durumu daha da dramatik yapıyor) neyse, g-7 toparlandıktan sonra da ortaya çıkan yardımın çok komik kaçtığı görüldü üstelik. en sonunda bm filan işin içine girdi ve bir zirve filan toplandı. tüm bu süreçte şöyle olaylara tanık olduk. bölgedeki tatillerini kesmeyen turistler, kaçırılan binlerce çocuk (bunlar seks turizminde istihdam edilecek deniyor) sokaklarda öylece yatan ölülerin, evlerin yağmalanması vs. bir insanlık dramı ve manzarayı tamamen tarif etmek gerçekten mümkün değil. ve tüm bu sürecin ortasında bölge ülkelerinden gelen bir feryat: lütfen turlarınızı iptal etmeyin, başka türlü kalkınmamız mümkün değil. işte buyrun size koca bir insanlık sorunu. nuray mert'in de bugün şık bir şekilde tarif ettiği gibi bu güney asya turizmi dediğimiz şey, orta halli batılıların ucuz fiyatlarla kendilerine kiralanan kölelerin, uşakların eşliğinde geçirdikleri, tatil kavramından çok bir ülkeyi bir haftalığına kiralayıp orada sömürge valisi hayatı yaşamaya benzeyen bir etkinlik. işte ancak bu köle-batılı efendi turizmi sayesinde ayakta kalabiliyor güney asya. buna bir de küçük yaştaki kızların seks için pazarlanmasını ekleyelim. eğer bunlar olmazsa güney asya da afrikalaşacak, hatta daha beter olacaktır. depremin ve sonrasında yaşananların bize sunduğu manzara budur. dünya afrika'dan sonra bir başka koca kıtayı daha atma hesapları yapıyor, refah balonuyla yükselirken... bu deprem ve sonrasında yaşananlar, dünyaya insan ırkının geleceği penceresinden bakmamızı sağlayacaksa belki bir işe yarayabilir. ama bunun emarelerini bile göremiyoruz. gördüğümüz, güney asya'nın da önümüzdeki yıllarda çöpe atılacağı, güney asya ülkelerinin ise yokolup gitmemek için umutsuzca çırpınacağıdır. milenyumda koca insanlığın geldiği nokta budur.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap