7 entry daha
  • olduğu gibi bırak demiştik, değil mi? duyduğun sesleri nasıl açıklayabilirdin yoksa? çok zor günler geçti, daha da zorları kapıda bekliyor belki, içini ısıtacak mısın yine de? hep söylediğin gibi, bitmeyen nedenlerim, bitmeyen sonuçlarım var. neden? çünkü en mantıklısı bu. dağınık kalsın. öyle.

    bıraktığını orada bulacağına kimse söz vermemişti oysaki. öyle mi sanıyordun? ümitlerinin son kullanma tarihi geçmiş, değiştirme kartın olsa ne fayda? karanlık ve soğuksun, karanlık havaları sevmen de bu yüzden. sevemedim başından beri. nereye gidersen git, kaybetmişsin içinde, bulamayacaksın bakmadığın için de. sıradışı olman da önemsiz. sönen sokak lambasının özel olmadığını yüzüne vurması gibi düşün. öyle.

    düşüncelerini delip geçerken bakışları, baktığı yeri de umursamalı mıydın? bakma, çok önemli olduğundan değil, meraktan soruyorum sadece. ve priest'in iyileştirici gücü yalnızca sıradan insanlarda işe yarıyordu belki de. bakmadın kırılmış mı diye ama kırık değildir, kırık olsa duramazdım. hem kelimeler karnımın içinde uçuşurken hangisini ağzımdan kaçırmam gerektiğini düşünmek yersizdi ve zaten işe de yaramıyordu. iyileşemezsin sen. öyle.

    başka türlü bir şey diyorum. denizi, havası ne ki? taşı bile farklı. o kapıdan geçerken yine de huzur dolacak içim biliyorum. uğraşmaya gerek de yok aslında, dolunayı hatırlasam yeter, bir de kırıkları. hepimiz aynı gemideyiz ve çünkü tembel reis olmak bunu gerektirir. öyle.

    sıradan ölümlüleriz işte. ben mesela, sarı denizaltıma binip kaçarım arada, hepinize selam söylerim sonra. öyle.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap