8 entry daha
  • günün birinde kırmızı reçeteli ilaç kullanacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi. garip bir his. "uyuşturucu madde/müstahzarlara ait reçete" yazıyor reçetenin en tepesinde. müstahzar ne demek peki ya? müstahzar, önceden hazırlanarak eczanede bulundurulan ticari ilaç, preparat demekmiş. ruh hekimi, üç nüshadan oluşan reçeteyi dolduruyor. art niyetli kişiler sonradan başka ilaçlar ekleyemesin diye de kaşe ve imzasını tam ilacın altına basıyor. üstte kalan boşluğa da kaşe basıp imza atıyor.

    en alttaki nüsha doktorda kalıyor, üstteki iki tanesini koparıp sana veriyor. eczacı, reçete üzerine hastanın telefon numarasını, tc kimlik nosunu, ad soyadını, imza ve adresini alıyor. ilacını veriyor. üstteki nüshayı, müteakip ayın onuna kadar il sağlık müdürlüklerine teslim ediyor. alttaki nüsha da kendinde kalıyor.

    böylelikle hem doktor hem eczane hem de hasta ilacın kullanımı hususunda denetime tabii tutulmuş oluyor. eczane sayı ile alıyor bu ilaçları. hangi eczanede ne kadar ilaç olduğu sistemde kayıtlı. ilaç eksikse eczanede, yani reçete olmadan ilaç satışı yapmışsa il sağlık müdürlüğünce tutanak tutuluyor ve evvela uyarı alıyor. devam ederse şayet "kapatma" cezaları başlıyor. ruhsat iptaline kadar gidiyor.

    atıyorum, kutuda otuz tablet var ve bu seni bir ay götürecek. sen vaktinden önce ilacı temin etmek istersen hem doktorun hem de eczacın, senin ilacı gereğinden fazla kullandığını anlıyor. ;-)

    * * * * *

    kullandığım ilacın, neden kırmızı reçete ile satın alındığını da anlamadım önce. hz. google'a sordum hemen. etkin maddesi metilfenidat olan bu ilaç, meğerse kokain'in uzaktan akrabasıymış. oral yolla, su ile yutmak yerine, ilacı kırıp burundan çekmek suretiyle enteresan kafalar yaşanabiliyormuş. on dakikalık bir araştırmayla tüm "kötüye kullanım" yöntemlerine erişmek mümkün. ilacın dışındaki katmanı bıçakla tırtıklayıp içe ulaşan, içindeki renklerin ayrımını dahi bilen ve bunu çiğneyerek yutan pek çok müptela var sanal cihanda.

    heyecan peşindeki ergenler sekizli onlu atıyorlarmış bi de bunu ağızlarına. bir de hünermiş gibi anlatıyorlar bunları. oldukça fenalaşıp ebesinin damını tersten görenler bile övünçle cümlelere döküyor nihayetinde bunu.

    * * * * *

    kırmızı reçeteli ilaçlar peşinde koşan koca bir yığın var. türlü bahanelerle, çeşitli dijital platformlarda inayet dileniyorlar. ilacı yazabilecek psikiyatr tanıyıp tanımadıklarını soruyorlar arkadaşlarına. ekşi sözlük'te bir ara müthiş bir çıkış yakalayan ve 140 dolarla dünyayı gezen bi dalyarak vardı ya hani, amına koyduğumun esrarkeşi, o benim kullandığım bu ilacın sayfasına demiş ki "ya bu ilacı e-reçete ile yazabilecek doktor arkadaşlar yok mu ya?" ibne oğlu ibne, esrar'ı aklamak için, olumlamak için ne diller dökmüş, açın da bakın... "güzel kafalar yaşayalım, hayata bi kere geliyoruz" kafası işte bu. esrar'ı oldukça masum bir bitki gibi gösterme gayreti pek çok insanın da ülküsü.

    * * * * *

    ilaç ismi vermeyişimi anlayışla karşılarsınız umarım. internetten ilaç ismi alıp büyük bir hevesle temin etme peşine düşen ve kırmızı reçete olmayınca satın alamayan gençlerle nasıl papaz olduklarını anlattı eczacım. alzhamier tedavisinde kullanılan ilaçları "bende unutkanlık var" diyerek satın almak isteyenler oluyormuş.

    fiziksel ve ruhsal sorunlarınız için evvela doktora gidin arkadaşlar. lüzumu dahilinde bu ilaçları yazarlar zaten. kafasına göre ilaç kullanan insanlar, olsa olsa budaladır, ahmaktır...
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap