7 entry daha
  • bana sorarsanız romanın (bkz: ecinniler) en ilginç karakteri aleksey niliç kirillov'dur. "kendisini öldürebilen kişi tanrı'dır." diyen kirillov, nihilist gruplara katılsa da, muhafazakâr yanını korumaya çalışan, iyi niyetli, dürüst bir üniversite öğrencisidir. bakın ne diyor genç filozofumuz: "acı ile korkuyu kim yenerse tanrı o olacak. öteki tanrı ise olmayacak. öteki tanrı yok ama, o var. taşta acı yok ama taştan duyulan korkuda var acı. tanrı ölüm korkusunun acısıdır. acı ile korkuyu yenen tanrı olacaktır... en büyük özgürlüğü isteyen herkes, kendi kendini öldürme cesaretini göstermek zorundadır. kendisini öldürebilen kişi yanılmanın sırrına ermiş kişidir. bundan öte özgürlük yoktur. her şey burada biter." (s. 121)

    andre gide'in "felsefenin uğraşması gereken bir tek ciddî mesele vardır: o da intihardır" sözünü hatırlatan felsefî görüşleriyle aykırı bir karakter profili çizen kirillov'un tanrı-insan-özgürlük üçgeninde yaptığı yorumlardaki cesaret insanı dehşete düşürmüyor değil. "öte dünyadaki değil, bu dünyadaki sonsuz hayata inanıyorum. öyle anlar var, kişi öyle bir ana varıyor ki, zaman duruyor birden, sonsuzluk başlıyor." (s. 239). bu sonsuz anı da anlatıyor kirillov. harika bir metin olduğu için buraya alıyorum: "beş altısı birden gelen saniyelerim oluyor, içimi sonsuz bir huzurun doldurduğunu sezinliyorum. yeryüzündeki hayatla ilgisi yok bunun; öteki hayatla ilgisi olduğunu söylemek istemiyorum, ama yeryüzü insanının kaldırabileceği dayanabileceği bir şey de değil. bedenen değişmek gerek, ya da ölmek. açık seçik, itiraz kabul etmez bir duygudur bu. sanki bir anda tüm doğayı hissediyorsunuz da şöyle diyorsunuz: "evet, gerçek budur işte. tanrı evreni yaratırken her günün sonunda "evet, gerçek budur, iyidir bu, " diyordu. bu... bu bir duygululuk değil, sevinçtir yalnızca. hiçbir şeyi bağışlamıyorsunuz, bağışlayacağınız bir şey yok çünkü. sevmiyorsunuz gerçekte, sevgiden de yüce bir şey bu. bunun en korkunç yanı da, böylesine açık seçik olması, içinde bu denli sevinç bulunması. beş saniyeden çok sürse ruh dayanamayacak, kaybolmak zorunda kalacak. bu beş saniyede tüm hayatı yaşıyorum, hayatımı veririm de ona, değer çünkü. on saniye dayanabilmek için bedenen değişmek gerek. kişioğlunun doğurmaya bir son vermesi gerektiği kanısındayım." (s. 578)
    biraz mürekkep yalamış insanların ne çok hoşuna gider büyük insanlık idealini anlatmak. hayatın anlamını nasıl da kavramışlardır! toplum cahildir, mutsuzdur, yığın kendini yönetmesi için yeni bir lider ve sistem aramaktadır. ah kendine sorulsa toplumun bütün sorunları kolayca çözülebilecektir ya, henüz fark edilmemiş olması ne büyük kayıptır! kafası karışık rus toplumunun mutsuzluğu aşikârdır devrimci kardeşlerimiz için. kirillov da farkındadır durumun: "insan mutlu oluğunu bilmediği için mutsuzdur. tek nedeni budur mutsuzluğunun. püf noktası buradadır işte." (s. 240)
    mutluluk bir bilgi midir ki! ne dersiniz?
    özgürlük uğruna intihar eder kirillov için, tanrı kavramı halkın uydurduğu bir inançtır sadece. intihar etmeden önceki son sözlerine kulak verelim: "kendimi öldürmek zorundayım, çünkü özgürlüğümün doruğu kendimi öldürmemdir... insan, kendini öldürmeden yaşayabilmek için tanrı kavramını uydurmak zorunda kalmıştır. dünya kurulalı beri insanlığın serüveni budur işte." (s. 604)
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap