1 entry daha
  • şamanizm, budizm ve hıristiyanlık üzerine polisiye-gerilim-gizem filmi. enfes. kanımca yılın en iyilerinden. kore'den bu yıl daha iyisi çıkar mı bilemiyorum. konu klasik: koreli polisler arka arkaya işlenen cinayetleri soruşturmaya başlarlar. daha fazla bilgi vermemek, hatta bence film hakkında fazla bilgilenmeden filmi izlemek en iyisi. tabii öyle klasik, bütün soruların yanıtlandığı bir final beklenmesin. ben bunu dert etmediğimden soruların yanıtlanmaması, ucunun açık bırakılması beni rahatsız etmedi. film 2,5 saat sürmesine rağmen odağını yitirmiyor, sıkıcılaşmıyor, gizemini finale dek başarıyla taşıyabiliyor. se7en'ı anımsatan yağmurlu atmosferi ve mavi renk paleti şahane. oyunculuklarda da sorun yok. dinler de öyküye enfes yedirilmiş. ayrıca baş karakterin kararsızlığa düştüğü an, sophie'nin seçimini aratmıyor. muazzam.

    spoiler

    filmin başında "feryat" eden (filmin ingilizce adı feryat, ağıt manasına geliyor, kore adıysa köyün adından-goksung-) birisini görüyoruz. evdeki herkes ölmüş. sonra başka evlerde de cinayetler işleniyor. yönetmen klasik "katil kim?" sorusuyla uğraşmıyor. katil aileden birisi. her aileden birisi ailenin kalanını öldürüyor. asıl soru "ne oluyor da bunlar cinnet geçirip cinayet işliyorlar?" filmin ilk 1,5 saatinde işlenen cinayetlere hep dışarıdan bakıyoruz. anlamaya çalışıyoruz, nedeni polisle birlikte bulmaya çalışıyoruz. ama ne zaman ki merkezdeki polisin ailesi tehlikeye girer, o zaman olayların içine girebiliyor, önceki cinayetlerde neler yaşandığını öğrenebiliyoruz. finaldeyse feryat eden özdeşleştiğimiz polis oluyor. çünkü küçük kız annesini ve anneannesini öldürüyor.

    tabii film bitince sorular yanıtlanmıyor ya da belki de yanıtlanıyor da kore kültürüne yakın olmadığımızdan kaçırabiliyoruz. filmin asıl etkileyici tarafı iyilik ve kötülüğün masalsı, hollywood-vari bir şekilde çizilmemiş olması. kim iyi, kim kötü belli değil. polis kötü değil ama kötülük yapıyor. şaman iyi mi, kötü mü belli değil. japon ise iblis çıkıyor. çıkana dek iyi mi, kötü mü olduğu anlaşılmıyor. bu cinayetlerin asıl sorumlusu kim, şaman'ın asıl amacı ne, o kadın kimdir öğrenemiyoruz. bunlarla ilgili doneler veriliyor ama net bir açıklama yapılmıyor. o yüzden çözüm bölümünde polisin ikileme daha gerilimli ve etkileyici hale geliyor. polis, kadına güvenip horozun üçüncü ötüşüne kadar eve gitmesin mi şaman'a inanıp kadını dinlemeyip eve hemen mi gitsin? şaman, kadının dediği gibi kukla mı, yoksa şaman'ın dediği gibi kadın kötülüklerin anası mı (hayalet mi)? işte bu ikilem, yani polisin kime inanacağını şaşırması yüzünden o sahne muazzam hale gelmiş. bence en az "çocuğundan birisini öldüreceğim. seç birini," denilen sophie'nin seçimi kadar çarpıcı. polis eve geçerken bir yandan hollywood-vari bir son istedim; kız ailesini öldürmemiş olsun. ama sonra bu klişe sonun filmin değerini azaltacağını düşündüm. nihayetinde polis cinayetlerin önüne geçemiyor ve kız ailesini öldürüyor.

    dinin kullanımı şahane. polis asıl failleri bulamayınca dinden medet umar hale geliyor, şaman'ı çağırıyor ve klasik şeytan çıkarma ayini yapılıyor. filmdeki rahip ise iblisin evine geçerken elinde hacı tutuyor. şaman ise kötülüklerden korunmak için arabasına kocaman buda heykeli koyuyor. sorular dedim de kafasına tırmık yemesine rağmen ölmeyen herifin zombi olup olmadığını merak ediyorum.

    sonuçta kanımca başarılı bir film. bazı yanıtlara kavuştuktan sonra tekrar izleyebilirim.

    spoiler
98 entry daha
hesabın var mı? giriş yap