70 entry daha
  • ingiltere'ye gitmişken londra harici bir yer göreyim dedim, bristol'ı seçtim. sonra düşündüm kendime sordum niye bristol. aklıma geldi ki anadolu lisesi hazırlık ingilizce kitabımda bristol anlatılıyordu. kitabın içinde kocaman bir dordurma fotosu vardı ayrıca da patates salatası tarifi. kütüphanemden buldum kitabı, aynen hatırladığım gibiydi hepsi. hafızam yemek hatırlama konusunda her daim süper çalışır zaten.

    şehre gelirsek yokuş bir yerdesiniz. yürüyerek gezme sevdalısı biri olarak yokuşlar azıcık yordu ama mis gibi yeşili, mis gibi havası olunca yorulduğuma değdi.

    yukarda yazar arkadaşımız güzel özetlemiş (bkz: #18792491) no.lu entry. aynen dediklerine katılıyorum. ben de bir iki ekleme yapayım.

    ben londra'dan trenle gittim. londra paddington tren istasyonundan kalkış. varış ise bristol temple durağı. operator great western railway. bileti online alabilirsiniz. site linki

    bristol'e gelirsek, the galleries center'de alışveriş yaptım. başlıca yemek yediğim yerler ise: cabot circus'da kurabiye yedim kahve içtim. bansky'nin meşhur çiziminin (pencereden sarkan çıplak abi) olduğu binanın karşısında sergio's restaurant'ta pizza yedim. jamie's italian'da makarna yedim. burası tam bristol üniversitesi karşısında, gelen geçene baktım, pek tabi ki tabağımdakiler bittiğinde. çok keyifliydi, orada okunur.

    yürürken bir mezarlığa düştü yolum. çoluk çocuk bir grup insan geçtik. ne sakindi. taşlara baktım, efkarlandım.

    en sevdiğim yer ise clifton suspension bridge ve civarı oldu. muhakkak gidin. avon nehrine baktım, bakarken içtim, içerken baktım. gözümü kapattım düşündüm, açtım gülümsedim.

    şehir graffiti cenneti, insanları şeker. içkimi açamayınca bana yardımcı olan pek güzel hanımefendilere selam olsun.

    bu arada ilk defa gay bara gideyim dedim. önceden yaptığım araştırmalarda adını sevdiğim, pineapple isimli hedef mekanı zor buldum ancak kaderin cilvesi işte kapanmış burası. siz oranın peşine düşmeyin. ertesi gün old market street üzerindeki old market tavern isimli en eski gay friendly pub'a gittim. 3 adam bir de ben vardım, meğerse peak saati kaçırmışım kapanmak üzereydi. içtim çıktım.

    giderseniz balon'a binin ben binemedim. bir daha gidersem bineceğim hatta ağustos'ta bir festivali de var aklınızda olsun.
51 entry daha
hesabın var mı? giriş yap