4 entry daha
  • tck.nun 503-504-505 maddelerinde düzenlenmiş suçtur.
    iki hali vardır.basit dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık

    1990 yılından önce 503.madde şu şekilde idi:
    503-her kim,bir kimseyi hulûs ve saffetinden bilistifade kandıracak mahiyette sanialar veya hileler yaparak hataya düşürüp o kimsenin veya aharın zararına kendisine veya başkasına haksız bir menfaat temin ederse üç aydan üç seneye kadar hapis ve elli liradan aşağı olmamak üzere ağır cezayi nakdi ile cezalandırılır.
    eğer bu cürüm :
    1.meslek ve vazifeleri icabatını icra sırasında avukatlar ve dava vekilleri ve alelûmum vekiller ile müessesat müdürleri tarafından,
    2.resmi bir dairenin yahut menafiî ammeye hadim bir müessesei hayriyenin zararına olarak,
    3.bir kimseyi askerlikten kurtarmak bahanesiyle ,işlemiş olursa ceza bir seneden beş seneye kadar hapistir.

    1990 yılında yapılan değişiklik ile madde şu şekli aldı :
    madde 503 :
    bir kişiyi kandırabilecek nitelikte hile ve desiseler yaparak hataya
    düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına haksız bir
    menfaat sağlayan kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis ve sağladığı haksız
    menfaatin bir misli kadar ağır para cezası verilir.
    fiili, mağdurda esasen var olan hatadan, hile ve desise kullanmak sure-
    tiyle yararlanarak gerçekleştiren kişi hakkında da birinci fıkrada yazılı
    ceza uygulanır.

    1990 yılından evvelki uygulamalarda mahkumiyetle sonuçlanan davalar 1990 dan sonra arttı.mahkumiyetlerin artmasına sebep "hulus ve saffetinden istifade" sözlerinin maddeden çıkarılmasıdır. sülün osman ve benzeri kimselerin çoğu zaman bereat etmeleri ,( hulus ve saffet ) yüzündendi.nasıl diyeceksiniz.açıklıyayım.suçun mağduru (dolandırılan) genelde kendisini açıkgöz kabul eder.kanması da bu yüzdendir.usta dolandırıcılar mahkemede "efendim mağdura sorun ,saf mıymış.." nedense kimse saflığı kabul etmez .cevap genellikle "ne münasebet niye saf olayım " şeklindedir.bu şekilde bir cevap davayı bitirir.hem de bereatle...çünkü suçun unsurlarından biri olan "hulus ve saffetten bilistifade" gerçekleşmemiştir.

    bu nedenle değişiklik yerinde olmuştur.

    not : 2005 yılında yürürlüğe giren yeni tck'da bu konu 157 ve 158.maddelerde düzenlenmiştir.
59 entry daha
hesabın var mı? giriş yap